24 Haziran Seçimi ve Sandıkların Güvenliği - Toplum24
ARŞİV

24 Haziran Seçimi ve Sandıkların Güvenliği

24 HAZİRAN VE SANDIKLARIN GÜVENLİGİ!

Bugün 5 Haziran 2018 Salı. Saatler şu an 09:30 suları.
Bu gün itibarıyla 19 gün kaldı. Yani topu topu 445 saat.

Bir ülke düşünün. 445 saat sonra, yani 24 Haziran Pazar günü seçimler var. Herşey bıçak sırtında gidiyor.

Türkiye'de 16 yıldır egemen olan ve ve bu gücü giderek baskıya dönüşen bir yönetimi, sandıkta etkisiz kılabilmek için, gerekli rüzgarı hiç bu kadar yakın yakalayamamıştı doğrusu muhalefet cephesi.

Ancak yine de kaygılar yok değil.
Herşeyden önce, sandıkta haksızlıklar olacağı yönündeki görüş, hala egemen.
Halkın ev ve sokak sohbetlerinde dilinden düşmeyen ve elbette ciddiye alınması gereken bir görüş var:

"Bunlar, ne yapar, ne eder, yine sandığı kaptırmaz. Çünkü..."
diyor. Halkın sesi bu. "Çünkü" derken, bir dizi neden sıralıyor.
Demokrasi adına insanı gerçekten düşündüren sebepler...

Muhalefet kesimi, sandıkların güvenliğini sağlamak için seferberlik çağrısı yapıyor ve seçimde sandıkların ve oy sayımının kuşatma altına alınmasını hedefliyor.

Bunun adı büyük bir kuşku. Bir diğer adıyla güvensizlik.
Ancak bu güvensizlik devlete yönelik değil, devletin gücünü elinde tutanları kapsıyor. Öyle de olmalı.

Düşününce ürküyor insan. Bir sebebi olmalı bu güvensizliğin. Bir sebebi?

Bir ülke, nasıl gelebilir bu duruma? İnanması güç... Nasıl uyanır ve hızla büyür böylesi bir kuşku.. Nasıl?

Yaralanıyor bu kaygılara tanık oldukça insan...

Türkiye'deki seçmenler kadar, yurtdışındaki vatandaşlar da, ülkenin müstakbel "Başkan"ı ile, biraz da artık laf olsun diye, parlamento üyelerini seçecek.

Yurtdışındaki seçmenler, oyunu 7-19 Haziran 2018 günleri arasında geç saatlere kadar (saat 09:00 - 21:00 arası) kullanabilecek.

Yurtdışındaki oyların güvenliği konsoloslukların elinde. Bu konuda son yıllarda yapılan seçimlerde, birkaç istisna hariç, güven konusunda bir sorun yaşanmadı.

Ancak Türkiye, mayınlı bir araziye benziyor.

Asıl korku buradan kaynaklanıyor.

"Olmak veya olmamak" meselesi.

İktidar partisi AKP'nin, elindeki tüm olanakları, devletin kanallarını da tepe tepe kullanarak, sandıkta yine istediği sonucu alacağı yönündeki kaygılar, bugüne dek hiç olmadık kadar büyük.

95 yıllık köklü tarihi içinde Türkiye Cumhuriyeti'nin önemli bir dönemeçte olduğu kesin. Devlete yönelik bu tür kaygılar, elbette düşündürücü...

Ancak muhalif partilerin, güçbirliğine yönelip, farklılıkları bir köşeye koyarak, sandığın güvenliğini sağlama kararlılığını sergilemesi, bu bilince odaklanması, çok önemlidir.

Bu bir ilkedir. Direniştir. Kararlılıktır. Duruştur.
Sonuç verecektir.
Bu sadece 24 Haziran için değil, aynı zamanda geleceğin siyasi mücadelesine de farklı bir boyut kazandıracaktır. Öyle de olmalı.

Türkiye Barolar Birliği bile, seçim günü 50 bin avukatını cübbeleriyle, koşul ve mazeret kabul etmeksizin, göreve çağırıyorsa, toplumdaki kaygıların hangi boyutta olduğunu görmek mümkündür diye düşünüyorum.

Ancak aslolan, halkın da bu sorumluluğu duyumsaması, içselleştirmesidir.

Çünkü bir tek oyun güvenliği için bile, demokrasiye inanmış insanların, sandıklara sahiplenmesi çok önemlidir. 

Bireylerin, sadece kendi hakkını araması değil, aynı zamanda devletin geleceğine, devletin onuruna, mutlu ve huzurlu ortak bir geleceğe bilinçli yurttaş kimliğiyle sahip çıkmasıyla eşanlamlıdır. Ve bir o kadar elzemdir.

Başka yol ve yöntemlere, demokrasi dışı araçlar kullanmaya hiç gerek yok.

Sandığa sahiplenirken, toplumsal barışın tesisi, ana hedef olmalıdır.

Ve hurafelerle veya tepede oturduğu için ayakları yerden kesilmiş tek birinin istediği gibi değil, akılla yönetilen, demokrasiyi, hukuk devletini ve insan haklarını iyice sindirmiş bir Türkiye modeli, geleceğe hazırlanmalıdır.

Mustafa Kemal Atatürk'ün genç kuşaklara emaneti olan barış idealini, hem içeride hem dışarıda bayrak edinmiş bir Türkiye'yi el ele, omuz omuza ve çağın koşullarına göre, yeniden yüceltebilmek için, doğru ve gerekli olan da budur bence.

O gün geliyor gibi. Haydi TÜRKİYE!
Sadece sandığa ve oyuna değil, ortak geleceğimize, çocuklarımızın ve bizden sonraki kuşaklarımızın onurlu geleceğine birlikte sahip çıkmanın tam zamanı şimdi.

Zor değil. Bugün 5 Haziran Salı.
Yani 19 gün kalmış. Yani topu topu 445 saat.
Biraz daha dayan!... Oyunla Diren!.. Ve geleceğe hazır ol!

Gökyüzüne bakıyorum şu an. Masmavi bir dalga, karabulutların ortasından bir dalgakıran gibi yükseliyor. Güneş de öyle.
Onu hiç bu kadar yakın hissetmemiştim içimde.
Bugün, bu sabah olduğu kadar...

(Mehmet CANBOLAT Yorumladı)
Toplum Gazetesi/ALMANYA: (Yazı Yorum: 5 Haziran 2018)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.