ALMANYA TÜRKİYE GERGİNLİĞİNDE GELİNEN SON NOKTA - Toplum24
ARŞİV

ALMANYA TÜRKİYE GERGİNLİĞİNDE GELİNEN SON NOKTA

MERKEL TÜRKİYE’Yİ HEDEFE KOYDU. HEM KAZANDI, HEM KAYBETTİ

Avrupa Birliği, 19 Ekim 2017 tarihli zirve toplantısında, üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanları, Angela Merkel’in „Türkiye İle Üyelik Görüşmeleri Kesilsin“ şeklindeki önerisine büyük çoğunlukla reddetti.

Birlik üyeleri ancak, yine Almanya Başbakanının „Türkiye’ye yapılan yardımlar dondurulsun“ önerisini ise kabul etti.

2 yılı aşkın süredir Türkiye ile siyasi gerginlik yaşayan Almanya’nın seçimlerden sonra Türkiye konusunda izlediği bu sert çıkış, Alman kamuoyunda büyük ölçüde destek gördü ancak geç kalınmış bir tavır olarak yorumlandı.

Topluluğun Merkel’in teklifini kabul edip yardımları dondurma kararı almasının iki ülke arasındaki gerginliği daha da artırması bekleniyor.

Kimi siyasi otoriteler, yardımların kesilmesinin Erdoğan’ın elini zayıflatacağını söylerken, kimi gözlemciler ise, bu durumu Erdoğan’ın fırsat olarak görüp, iç kamuoyuna yönelik sonuç alıcı mesajlarını sertleştirebileceğine dikkati çekiyor.

Edinilen bilgiye göre, AB Türkiye’ye 2014-2020 gibi 6 yıllık bir süre için yaklaşık 4,45 milyar Euro ödemeyi taahhüt etmişti. Bu miktarın 368 milyar’ı ise, bazı sözleşmelerin içeriğinde bir süredir yer alıyordu.

Bu ağır adım, mülteciler için ödenen yardımları kapsamıyor. Bilindiği gibi bu alanda Türkiye’ye 3 milyar Euro yardım sözü verilmişti.
.../....

MiniYorum: (Mehmet CANBOLAT Yorumluyor)

MERKEL TÜRKİYE'YE AB GOLÜ İLE, İÇ PİYASAYA OYNADI

Siyaset öyle birşeydir ki, bu alanda öncül isimlerin, yani politikacılar sarfettiği büyük sözler, aslında bir noktaya odaklanabilir ama asıl hedef, bence bir başka noktadır.

Angela Merkel AB Komisyonu Devlet ve Hükümet Başkanları toplantısında Türkiye’yi öne çıkarttı ve „Türkiye ile Üyelik Müzakerelerini Donduralım“ dedi.

Sonuç?

Sonuç Avusturya desteği dışında, kimse Merkel’e destek çıkmadı. Almanya Şansolyesi gerçekten bu görüşmelerin dondurulmasını istiyor muydu? Yoksa, sadece „kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit“ misali, Türkiye’ye dışlayan talebiyle, iç kamuoyuna bir mesaj mı vermek istemişti?

Bence ikincisi. Malum, seçimlerde ırkçı eğilimli AfD partisinin ana söylemleri arasında, „Merkel’in Erdoğan’ın kölesi olduğu“ bir slogan, ön plandaydı.

Medyada hatta Merkel „celladına aşık olmak“la suçlanıyordu. Merkel’in Brüksel’deki bu çıkışıyla bence asıl niyeti, sadece iç piyasadaki öfkeli muhalif kesimlerin ağzına bir parça pal çalmaktı. Yani „bakın, ben istedim, bastırdım, ancak AB reddetti. Ne yapabilirim ki?“ demek istedi.

Kesilen yardımlar da aslında yeni bir konu değil. Bugüne değin bu konuda bazı tehditler, başka ülkelerden de gelmişti. Yardımların durdurulması talebine yakılan yeşil ışık, aslına bakarsanız, uygulamada fazla bir etkisi olmayan bir yaptırım boyutundadır.

Yani, Türkiye’nin AB aday ülkesi konumuyla, kazanılmış mevcut hakları engellenemeyeceğe göre, önceki anlaşmalardan doğan maddi haklar, elbette kendisine ödenecektir. Ki mevcut yardımların kapsamı, zaten siyasi alana değil, daha çok altyapısal karakterlidir. Mültecileri Türkiye’de tutmaktan ötürü verilecek yardım da zaten 2 yıl öncesinden belirlenmiştir ve AB sözcüleri, bu yardımın, karardan muaf tutulacağını zaten belirtmiştir.

Sözün özü, Merkel’in Brüksel’deki orta oyununda, hem kazanan hem kaybeden oldu.

Bence, bu karardan karlı çıkan kimse yok. AB Türkiye’ye, geçmişteki kararlardan doğan hakkını vermek zorundadır.
Aslında bu tür yaptırımlar ile, AB Erdoğan’a gözdağı vermek istiyor gibi düşünülse de, bu karar, Erdoğan’ın işine kesinkes yarayacaktır.

Fazla sürmez, yarın Erdoğan yine meydanlara çıkıp, AB’ye Merkel’e veryansın ederse, şaşırmayalım. Açıkça söyleyeyim, Erdoğan bu işi, en az Batılı ülkelerin politikacıları kadar biliyor. Halkın teveccühünü kazanmada ise, hiçbir Batılı politikacı, kendisiyle kaşık yarıştıramaz.

Olmasa, „Eyyyy…“ diye başlayan söylemlere „mesih“ gibi sarılan, gururları okşanınca, aç bile kalsa, işsiz bile olsa, „Reis“ ile, dünyaya meydan okuyan bir liderle, mutlu olan, mutluluğu oynayan kalabalıklar olur muydu?

(Mehmet CANBOLAT Yorumladı)
Toplum Gazetesi/ALMANYA (Haber: 22 Ekim 2017)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.