BİZİM KAHRAMAN, KARASULU MACELLAN (3. ve Son Bölüm) - Toplum24
GEZELİM GÖRELİM

BİZİM KAHRAMAN, KARASULU MACELLAN (3. ve Son Bölüm)

Toplum24TV/ALMANYA (Karasu’nun Macellan’ı Cengiz Arslanoğlu - 13 Eylül 2023)

BİZİM KAHRAMAN, KARASULU CENGİZ KAPTAN

(3. ve Son Bölüm)

Tarihçi, Hukukçu Yazar, Tiyatro kurgucusu Turgut Özakman’ın, Türk insanını bir başka açıdan ele alan, daha doğrusu Kurtuluş savasını romansı bir dille adeta oya gibi işleyen sevimli kitabına kapak olan  „Çılgın Türkler“ kavramında olduğu gibi, o kadar çok çılgınımız var ki!

Ancak benim son 6 yılda bizzat tanıdığım bu çılgınlardan birisi de, Trabzon Of doğumlu ama çocukluğu ve gençliği geçen Adapazar’ın şirin Karasu ilçesini memleket diye bilen ve hayatının son 45 yılını ise, Almanya’da Frankfurt’ta geçiren Cengiz Arslanoğlu’ndan başkası değil.

O’nu tam bir Fenerbahçe hastası diye tanımıştım. Ancak bir gün, kendi deyimiyle kayık diye tanımladığı bir sandalla, efsane denizci Sadun Boro’yu örnek alıp, icazetini de bizzat koparıp, açık denizlere, okyanuslara kendini teslim ettiğini duyunca, inanamamıştım. Ancak, aradan günler, aylar geçince bunun gerçek olduğunu farkettim.

„Bu adam bence ölümle randevu yapmış“ dedim bir ara. Doğru dürüst bir teçhizatı olmadan, küçük bir telsiz ve emanet bir yelkenle ve neredeyse, denizcilik konusunda derme çatma bilgisiyle yola çıkmak, başka nasıl tanımlanabilirdi ki! Evet, ölüme yolculuk onunkisi dedim.

Sosyal medyada giderek paylaşımlarını gördükçe ben olduğum yerde ürküyordum o ise, inanılmaz anılarını anlatıyordu, adını bile telaffuzda zorlandığımız, dünyanın herhangi bir köşesinden. Yanındaki tek yoldaşı ise, Karasu’da büyüdüğü mahallede bulduğu sevimli küçük ürkek bir köpek. Adı ise Pupa. Bu arada teknesinin ismi ise, unutmayalım, „idolum“ „babam“ dediği efsane denizci Sadun Boro.

Ne zaman aklıma gelse, araştırsam, aradan geçen zamanda nerelerden geçtiği, neler yaşadığını, ölüm kalım mücadelesi verdiği olayları duyunca, „neden vazgeçmiyor ki? Nedir bu deniz tutkusu?“ der, „Bu adam gerçekten Çılgın bir Türk“ derdim.

Hala aynı görüşteyim. Şu sıralar Frankfurt’ta ve gelir gelmez ayağının tozu değil, tuzlu susuyla stüdyomuz geldiğinde anlattıkları, bizzat yaşama bağlamında herkesin harcı değil bence. Benim hiç değil. Ama dedik ya, O gerçekten Çılgın bir Türk. Bir kez daha söylüyorum, O bence, okyanuslara, doğa koşullarına, köpek balıklarına yaşama, ölüme adeta meydan okuyan „Karasu’nun Macellanı“. Kim ne derse desin, yaşadıklarına, hedefine, hayallerine bakarak, tarihe geçecek bir kahraman bence O.

Güncel önceki iki bölüm ile, bugün paylaştığımız bu üçüncü son sohbetimizde anlattıklarını, tüm ayrıntılarıyla kapsamlı bir kitapta toplamaya karar vermiş. Toplum24TV için üç bölümde anlattıkları ise, kanalımızın „yayıncılık anlayışı“na duyduğu güven. „Yoksa, Türkiye’den kimler aramıyor ve röportaj yapmak için sıraya giriyor“ diyor.

5 yılı aşkın süredir, okyanuslarda, kıyı adalarda, köylerde yaşayan ve maceraperest Cengiz Arslanoğlu neden şu günlerde Almanya’da. Dedik ya derme çatma bir kayıkla, yeterli teçhizatı olmayan bir sandalla yola çıkıp, okyanusun darbelerine maruz kalırsan, elbette başına gelmedik kalmaz.

Ve o kayık, bir talihsiz kazadan ötürü şu günlerde Tahiti’de onarıma alınmış. Bu onarımın biraz zaman alacağı söylenince, kısa süreliğine ikinci vatan bildiği Frankfurt’ta gelmiş. Tekneyi merak edenler var. Aslında bu sığınak, yelken yarışı tarzında yapılmış bir kayık. Salması 2 ton ağırlığında. Direğin boyu ise 12,5 metre. Yaklaşık 9 metre uzunluğunda olan bu küçük sandala göre, direk boyu oldukça fazla.

Ve böyle bir kayıkla, sandalla neredeyse 6 yıldır açık denizlerde zaman mefhumunu düşünmeden, sonsuzluğa bir yolculuk Cengiz Kaptanınki. Hem de bir gün olsa, bile asla pişmanlık duymadan, her anı yaşayarak, dünyayı yeniden keşfeder gibi bir aşk onunkisi.

O anlattıkça biz de öyle dinliyoruz.

İlk iki bölümü dinleyen kimi meraklı izleyicimiz „Bu geziyi nasıl finanse ediyor? Bermuda Şeytan Üçgeni“ denilen bölgeden geçmiş mi, geçecek mi? Okyanuslarda denizciler için en riskli bölgeler hangisi?.. gibi bir dizi sorunun yanıtını bekliyor.

Elçiye zeval olmaz diyoruz ve Karasu’nun Macellanı Cengiz Kaptan için, kamera ve ışıkları açıyoruz. O anlatıyor biz dinliyoruz… O anlatıyor, biz dinliyoruz. Hem de okyanuslardaymış gibi, zaman kavramını hiç düşünmeden…

Aslında en geç üç yıl içinde bitmesini tasarladığı bu macera, öyle kolay biteceğe de hiç benzemiyor. Çünkü, evdeki hesap çarşıya uymuyor. Neredeyse 6 yıldır tek başına okyanusların haşin mavi sularıyla koyun koyuna bir hayat sürüyor. Günlerce, dalgaların ortasında savrularak tek başına geçirebileceğinizi, hayattan tamamen koptuğunuzu, yelkeninizin kırıldığını, gece gündüz, nerede olduğunuzu bilmeden akıntıyla sürüklendiğinizi düşünebiliyor musunuz?

O bunu yaşamış bir isim. Ölüme meydan okumak gibi bir şey onunkisi. Evet, kendine acımasız bir insan. Hem de bir deniz ve dünya turu hayaliyle. İyi de, Panama’da hastalanıp, bir köyde toprağa verdiği minik yoldaş köpeği Pupa’nın günahı neydi acaba? „Onu gerçekten hiç unutamıyorum“ diyor.

Macera planı neden bu kadar uzadı acaba? Bundan sonrası ne olacak? Dönüş yolculuğu ne zaman başlıyor? Hedef ve planları nedir?

Çılgın Türk Cengiz Kaptan, bir an önce, Tahiti’ye dönmeyi hedefliyor. Aklı fikri, o ülkede bir koyda tamire alınan teknesinde. Bu arada hemen belirtelim, ne zaman teknesi Sadun Boro söze gelse, gözlerinin içi gülüyor bazen, bazen de büyüdükçe, gözbebeklerinin belirgin biçimde ıslandığını.

Kolay değil, 6 yıllık beraberlik. Tanımsız bir aşk. Bir hayal uğruna.. Cengiz Arslanoğlu’nun yaşadıklarına bakarak, bundan sonra da yeni kuşaklardan deniz, seyahat ve keşif tutkusu olanlara ne gibi tavsiyeleri olabilir acaba?

Bu kimine göre inanılmaz yolculuk, uzadıkça uzamış. 3 yıl derken, neredeyse 6. yıla gelip dayanmış. „Garibim, çok çekti benden“ dediği yelkenli kayığına bir an önce kavuşmayı ve Türkiye’ye doğru yeniden yelkenler fora diyebilmek için sabırsızlanıyor. Ne kadar sürer dönüş yolu acaba? diye merak ediyoruz. Anlattıklarını duyunca, gözlerimiz biraz daha büyüyor. Çünkü o kadar ülke sayıyor ki, bir kısmının ismini ilk kez duyuyoruz. Oralardan geçmesinin altında da başka sebepler varoır galiba diye düşünüyoruz. 

Evet Cengiz Arslanoğlu, duyduğumuz gibi, 6 yıl kadar önce yola çıktığı memleketim dediği Karasu’ya ulaştıktan sonra, hayallerini yaşama, gerçekleştirmeye devam edecek. O artık Karasu’nun dünya elçisi olmuş. Kasabaya değer katan şahsiyetler arasında sayılıyor ve onurlandırılıyor. Şimdi gelin isterseniz bu son bölümümüzü, onun son 6 yılını özetler biçimde kesitlerle birlikte izleyelim ve onu yeni tanıyanlar için, ilk kez göreceğiniz görseller ile yeni farklı bir pencere açmış olalım. Böylece Yelkenler Fora diyoruz. Karasu’ya girişi bir film şeridi gibi geliyor gözüm önüne.

Yolun açık olsun Karasu’nun macellanı…

Yolun açık olsun Cengiz Arslanoğlu

Yolun açık olsun okyanusların çocuğu, çılgın Türk güzel kaptan…

Cengiz Arslanoğlu... Karasulu Macellan...

Deniz ve Güneşe Doğru Heykeli Dikilesi Bir Kahraman...

Bu çok özel söyleşiyi  Genel Yayın Sorumlumuz Gazeteci Mehmet gerçekleştirdi ve yayına hazırladı.

Paylaşmakta özgürsünüz. Dostlarınıza da, Youtube ortamında Toplum24T kanalımızı tavsiye edebilir ve abone olmaya teşvik edebilirsiniz. Abonelik tamamen ücretsizdir. Teşekkür ederiz.

Toplum24TV/Yayın Kurulu:

Turgay Çevikoğulları, Fahri Erfiliz, Kubilay Sarıkaya, Mehmet Canbolat.

Toplum24 TV / ALMANYA (Bizim Macellan Meydan Okuyor - 13 Eylül 2023)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.