"ENVER ALTAYLI'NIN YALNIZLIĞI..."

"ENVER ALTAYLI'NIN DÜŞÜNDÜREN YALNIZLIĞI..."

Adı Enver Altaylı.
Türk siyasetini ve biraz da dağılan Sovyetler’den sonra kurulan yeni Türk cumhuriyetlerindeki gelişmeleri yakından izleyenler, bu ismi doğrudan veya dolaylı bilir, diye düşünüyorum.

Adana Ceyhan doğumlu. Köken Özbekistan ama O, hem, doğum yeri olan bir Çukurovalı, hem Asyalı, Avrupalı ve hem de bir dünyalı.

Enver Altaylı ismi 2 gündür Alman medyasının gündeminde yer alıyor. Gerekçesi, 2017 yılı Ağustos ayından bu yana, Fethullah Gülen ve FETÖ örgütüyle doğrudan bağlantılı olması iddiasıyla tutuklu olması. 

Alman basınına göre, Altaylı, halen Türkiye’de tutuklu bulunan ve yalnızlığa mahkum edilmiş dört Alman vatandaşından birisi.

O aynı zamanda, 15 Temmuz 2016 yılındaki FETÖ kanlı darbe kalkışmasına bulaşmak ve eylemin gerçekleşmesi durumunda, kurulacak ilk hükümette bakanlık görevi üstlenecek olmakla da itham ediliyor. Türkiye'deki iddialar bu yönde.

Aile ve kendisini iyi tanıyan çevresi ise, bu iddiaların tamamını reddediyor ve Enver Altaylı’nın ağır bir karalama kampanyası ile yüzyüze olduğunu söylüyor.

İki gündür Alman medyasında yer alan bu geniş haber ve yorumlara göre, Altaylı hakkında tutuklama gerekçesi sudan bir sebeten başka birşey değil ve sözkonusu ağır iddia da, bugüne kadar da belgelenmiş, kanıtlanmış değil. 

Fethullah Gülen ile Enver Altaylı arasında olduğu iddia edilen mektup ise ortalıkta yok. Yani, Alman basını, Enver Altaylı’nın sorumsuzca ve keyfiyeten tutulduğunu dillendiriyor.

Enver Altaylı, uzun süre Türkiye’de Milli İstihbarat Teşkilatı’nda görev almış ve oradan da yıllar önce emekli olmuş bir isim.

Hatta bir kaynağa göre, aynı zamanda bir hukukçu olan Enver Altaylı 1968 yılında MİT tarafından, Doğu Avrupa Hukuku konusunda araştırmalar yapmak üzere, Almanya için görevlendirmiş.

Alparslan Türkeş’in de önem verdiği şahıslardan biri olduğu söylenen Enver Altaylı, 1990’lı yıllarda Süleyman Demirel, Turgut Özal gibi devlet büyüklerine de danışmanlık yapmış ve görüşleri, önerileri, sunduğu projeler bağlamında çok önemsenen bir isim aynı zamanda.

Mesele bununla kalmıyor kuşkusuz. Enver Altaylı, T.C. devlet memurluğundan emekli olduktan sonra, Türki Cumhuriyetler’de önemli görevler de üstlenmiş. İşte danışmanlık yaptığı ülkeler ve devlet başkanlarından bazısı:

- Kazakistan Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev,
- Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov
- Azerbaycan - Ebul Feyz Elçibey,
- Türkmenistan Devlet Başkanı Sapar Murat Türkmenbaşı
- Kırgızistan Cumburbaşkanı Asker Akayev.
..
..
Enver Altaylı 2000’li yılların başında Frankfurt’ta da yaşadı ve burada bir süre gıda sektöründe ticaretle uğraştı. Üç kız çocuğundan ikisi burada dünyaya geldi ve aile olarak da Alman vatandaşlığına sahipler.

O, geçen yılın Ağustos ayından bu yana Türkiye’de Ankara/Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

Gazeteci Deniz Yücel’in aniden salıverilmesinin ardından, Alman medyası, şimdi de Enver Altaylı ile meşgul ve onun yazgısını, hayat hikayesiyle topluma tanıtmaya başladı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı, konunun gündeme gelmesi üzerine, „Meseleyi biliyoruz. Uzun süredir yakın takipteyiz.“ demekle yetiniyor.

Gazetelerde ayrıca, kalp hastası olan Enver Altaylı’nın gerek Frankfurt’ta hekimlik yapan kızı, gerek Türkiye’deki diğer kızının görüşlerini de yansıtıyor.

Çocuklarının çeşitli sorulara yönelik verdiği yanıtlara göre, baba Enver Altaylı 7 ayı aşkın süredir, hiçbir kanıt gösterilmeden, hakim önüne çıkartılmadan, savcılık bir belge göstermeden, cezaevinde tutuluyor.

Kızlar, kalp rahatsızlığından ötürü, babalarının sağlığından da büyük endişe duyuyor, tıpkı gözü yaşlı anne Onur Altaylı gibi...

Acılı kadın Onur Altaylı, şöyle diyor:

„…Eşim 74 yaşında ve kalp hastasıdır. Bu bir anlamda bir insanın, kendi ailesiyle birlikte geçirmesi gereken son yılları demektir. Bu insanlık hakkını elimizden alıyorlar…“ 

(Mehmet CANBOLAT Yazdı)
Toplum Gazetesi/ALMANYA (Haber-Analiz: 20 Mart 2018)