Adı Anne Frank. O Haziran 1030 yılında dünyaya gelen gerçek bir Frankfurtlu kız çocuğu.
Dünyada hemen herkes onun bu özgün adını ya duymuştur; ya da hüzünlü öyküsünü kendi kaleminden okumuştur. O’nun kağıda döktükleri Avrupa’da acılı tarihin tozlu sayfalarına farklı bir ışık olmuştur.
El yazmalı hatıra defteri güncesiyle, bir döneme ışık tutan Anne Frank Musevi bir ailenin çocuğu olan Anne Frank, hayalleri kadar büyük ve sonsuz olamadı. Çünkü topu topu sadece 16 yıl yaşayabildi.
Kanlı ve kirli tarihi koşulların acımasızca ölüme sürüklediği milyonlarca masum insandan biri de Anne Frank oldu.
Kısa hayatını dünya tarihindeki en büyük felaketlerden birinin ortasında geçiren Frank'in, ardında bıraktıkları ise o döneme ışık tutacak o defter sayfalarından çok daha fazlası aslında.
İkinci Dünya Savaşı sırasında yazdığı günlükte ailesiyle birlikte yaşadıklarını ve o dönemde olup bitenleri anlatan Frank’in yazdıkları yetmişten fazla dile çevrildi.
16 yıllık hayatının denk geldiği zamanda ve doğduğu coğrafyada, insanlık tarihinin en büyük katliamlarından birinin ortasında kalıp, “Her şeye rağmen insanların kalplerinde iyi olduklarına inanıyorum.” diyen Anne Frank için Almanya'da Haziran ayında çok farklı etkinlikler düzenlenecek.
Bu etkinliklerden biri de, onun talihsiz kısa yaşamını ve dönemin koşullarını anlatan filmi, şimdiden gösterime girdi bile.
Ayrımcılığın ve dışlanmanın en korkunç boyutlarını sergileyen bu filmde, Hitler faşizmi döneminde Musevi ailelere yönelik baskıların artması üzerine, baba Frank, ailesini kurtarmak için, bir yolunu bulup Amsterdam'a kaçar ve oraya kadar uzanan Hitler korkusu nedeniyle, bir evin gizbi bölmesinde hayatlarını sürdürür.
Anne Frankfurt'un bu günlerde kaleme aldığı hatıra defteri, aslında o dönemin koşullarına da önemli bir pencere açıyor. Ne var ki, saklandıkları evde yakalanan Frank ailesi, toplama kampına atılır. Savaşın bitmesine kısa bir süre kala, Anne Frank, 16 yaşında iken, yakalandığı hastalığa yenik düşerek hayatını yitirir.
Frankfurtlu Anne Frank'ın yaşamından özel kesitleri içeren bir değerlendirme, Toplum Gazetesi'nin Mayıs 2016 sayısında yer alacak.
0 Yorum