"TURHAN SELÇUK'UN MÜCADELE DÜNYASINA BAKIŞ..." - Toplum24
TURHAN SELÇUK

"TURHAN SELÇUK'UN MÜCADELE DÜNYASINA BAKIŞ..."

Toplum24 / ALMANYA (YazıYorum: 30 Ağustos 2023)

Mehmet CANBOLAT Yorumluyor:

TURHAN SELÇUK 50 YIL ÖNCESİNDEN BUGÜNLERİ TARİF ETMİŞ

Turhan SELÇUK. Türkiye’deki çağdaş karikatür sanatının ölümsüz bilge babası. Yaşasaydı, geçtiğimiz günlerde (yani 30 Temmuz’da) tam 101. yaşgününü kutlayacaktık.

Ne varki O’nu 11 Mart 2010 günü, uzun süredir yakalandığı sinsi bir hastalık yüzünden, 88 yaşındayken yitirdik. Yani tam 13 yıl önce.

O şimdi Hacıbektaş’ın toprağında, kardeşi, gazeteci yazar, İlhan Selçuk ile yanyana sonsuzluk uykusunu sürdürüyor.

Kim ne derse desin, Turhan Selçuk bugün yine aramızda ve yüreğimizde yaşıyor. 70 yıla dayanan sanat hayatında hep yaptığı gibi, baskı ve tehditlerin üzerine  iddialı çizgileriyle korkusuzca gitmesini bilen, tutuklamalar, hapis cezaları, mahkemeler ve işkencelere rağmen,  canı gibi sevdiği ülkesi Türkiye’den gitmeyi hiçbir zaman düşünmedi O. Tıpkı kardeşi İlhan Selçuk gibi, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlanması yolunda canları pahasına mücadele verdi durdu.

AKP zihniyetine ters düştüğünden ötürü hakkında açılmış davalar karşısında hiç pes etmedi ve bu davalar ancak ve ancak O’nun onurlu ölümü ile düşmüştü.

Her çizgisi, her karikatür çalışması bir olaydı. Yalın ama keskin düz çizgileri, onun söylemek istediklerinin şeffaf simgesiydi. Hiç konuşkan bir insan değildi. Dinlemeyi çok severdi ancak çizgileri Türkiye’nin aynası gibiydi.

O’nun için, Turhan Ağabeyin eserlerini, mücadele yaşamını tanıdığım ilk günden 10 Mart 2010 ölüm gününe kadar, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir güncesi veya bir seyir defteri olarak tanımladım geldim.

Çünkü O’nun çizgileri zamansızdır. Zaman tanımaz. 70 yıl önce çizdiği bir karikatür bile, sanki bugüne özgü çizilmiş gibidir. Oradaki her bir çizgi, öyle inanıyorum ki, insanlığın 100 yıl sonrasına da, önemli mesajlar verecektir. Sanki bundan 100 yıl sonra, o gün çizmiş gibi.

Evrensel sanat ustası olmak böyle bir şey.

Turhan Selçuk bu alanda özgün bir şahsiyettir.

Her çizgisi, bir haber, bir öykü, bir roman gibidir.

Çizgileri konuşur, Turhan Selçuk’un kendisi değil.

Tıpkı bugün arşivimden tesadüfen çıkan işte bu ilginç çalışması gibi. En az 50 yıllık bir geçmişe sahip bir eserdir bu.

Turhan Ağabey, Yeni Türk Dili Sözlüğü adını verdiği bu özgün çalışmasında yaptığı hicvini, sanki dün çizmiş ve önümüze koymuş gibi. Buradan altını bir de ben çiziyorum. Çünkü 50 yıl önce ne isek, bugün o zamandan ne farkımız var ki!..

İlginç tanımlamaları var, sanki bugünümüzü birebir anlatıyor, toplumsal zaaflarımızı gözümüze sokuyor Turhan Selçuk ustamız:

Namuslu: Enayi, Saf

Hırsız: Saygın, Gurur duyulan kişi.

Demokrasi: Şeriatçıların savunduğu yönetim biçimi

Milletvekili: Yargının üstünde kişi

Devlet adamı: Soyu tükenmiş insan türü.

Milliyetçi: Gündüz külahlı, Gece silahlı,

Milyoner: Yoksul, açlıktan sürünen

Politikacı: Parmak kaldıran

İhale: Dostlara yakınlara bağışlanan devlet parası

Doğru Yol: Eğri, büğrü keçi yolu

Liboş: Daldan dala konan medya kuşu.

Tesettür: Resmi giysi

Sanatçı: Soyunan, dökünen, küfürbaz, o biçim kişi.

Şimdi gözünüzü kapatıp, günümüzdeki kalıpları hatırlayın biraz lütfen. Turhan Selçuk Usta’nın, söylediklerinde bir eksik veya bir fazla var mı?

50 yıl öncesinden gerçekleri görüp sanki bugünü anlatabilen bu çizginin, büyük olasılıkla100 yıl sonra da aynı fotoğrafın güncel olmayacağını kim söyleyebilir ki acaba?

Bence Turhan Ağabey, bir karikatürist değildi.

O, çizginin bilgesi, çizginin filozofuydu.

Sanki çizgiyi o yarattı.

Rahat uyu Turhan Ağabey.

Sen, belki bedeninle bugün aramızda değilsin ama, ruhun ve geride bıraktığın binlerce ölümsüz eserlerinde aramızda yaşıyorsun.

Tıpkı bu çalışmanda olduğu gibi.

Huzurun bol olsun.

Seni tanıdığım ilk günden son nefesine kadar dostluğunu, yakınlığını, ağabeyliğini gördükçe, kendimi çok mutlu hissediyorum.

Biliyorum, sen şimdi Hacıbektaş’ta omuz omuza birlikte yattığın, ruh ikizin kardeşin İlhan Selçuk gibi, ülkenin içinde bulunduğu darboğazı, sinsi gidişi konuşuyorsun. İkiniz de bu durumdan rahatsızsınız, hissediyorum.

Evet. Türkiye, bugün dar bir geçitte soluk almakta o kadar çok zorlanıyor ki. Toplum boğulacak gibi. Ancak, inandığın gibi, her gecenin bir sabahı vardır. Her sabaha uzanan yol, giderek aydınlık olur. Bu bağlamda, inan ki, bu günler de geçecek, Turhan Ağabey, diyorum. Ve yaşamın boyu ömrünü adadığın özgür, çağdaş bir toplum hayalin, bir gün gerçek olacak, diye umutla düşünüyorum.

Ve o gün, yarattığın o ölümsüz, çizgi kahramanların ile, en kısa bir zamanda ve ben de el ele, kol kola şarkılar söyleyerek, dans ederek kutlayacağız. Ömrüm yeterse tabii ki…

Ve o gün sen de uğruna yandığın, tükendiğin o özgürlük meşalesini biraz daha yukarıya kaldırarak, tüm evreni gün gibi aydınlatmış olacaksın.

Buna inanıyorum.

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın da heyecanıyla, sen büyük ustaya, çok uzaklardan en içten sevgi ve saygı ile diyorum.

30 Ağustos Zafer Bayramı'mız kutlu olsun Turhan Ağabey...

Mehmet CANBOLAT Yorumladı.

Toplum24 / ALMANYA (YazıYorum: 30 Ağustos 2023)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.