DİNGO'NUN AHIRI

TÜRKİYE HABERLERİ

„Dingo’nun Ahırı“

Bugün İzmir‘de Alsancak semtinde dolaşırken ara sokaklardan birinde gözüme renkli bir tabela çarptı. Tabelada „demhane-Dingonun Ahırı“ yazıyordu. Bu tabelayı görünce hemen aklıma çocukluğumuzdan beri duyduğumuz, ama anlamını tam olarak bana kimsenin açıklamadığı deyim „Burası Dingo’nun ahırı mı?“ deyimi geldi. „Dingonun Ahırı“ halk arasında çok kalıplaşmış bir deyim. Bu deyim halk arasında, kimin girip kimin çıktığını bilmediğimiz, dağınık ve kalabalık yerleri ifade etmek için sıklıkla kullanılıyor.

Dingo'nun AHırı

İlk kez 1832 yılında New York’ta kullanılmaya başlayan atlı tramvay, 1850’lerde önce Paris’e oradan da tüm Avrupa ülkelerine yayılır. Tabii, atlı tramvayın icat edildikten sonra Osmanlı topraklarına giriş yapması bir kırk yılı bulur.

1869’lu yıllarda Abdülaziz Han Dönemi’nde İstanbul’da tramvaylar bir ya da iki atla çekiliyordu. Güzergahı Eminönü’nden başlayan Galata Köprüsü, Perşembe pazarı, Azapkapı ve Tepebaşı’ndan Taksim’e doğru devam eden tramvay hattını Fransızlara ait Dersaadet Tramvay Şirketi işletiyordu.

İstanbul halkının atlı tramvay kullanmaya başlaması adeta bir devrimin habercisidir; çünkü taht-ı revan, tenteli at arabası ve fayton gibi yalnızca maddi durumu yüksek olanların kullandığı ulaşım araçlarına ucuz bir alternatif gelmiştir. Azapkapı-Ortaköy hattında 06.30 ile 19.20 saatleri arasında her 20 dakikada bir sefer yapmaya başlayan atlı tramvay, kısa sürede herkesin tercih ettiği ulaşım aracı olur ve ilk hat olan Azapkapı-Ortaköy hattının açılışından sonra şehir içine yeni hatlar da eklenir.

Dingo'nun Ahırı

Atlı tramvaylar zamanında 2 atla çekilirken, dik Şişhane yokuşunda tramvayı çeken atların enerjileri neredeyse bitecek hale geldiğinden tramvay seferlerinin aksamaması için yorgun atlar ahırda dinlenmeleri için bırakılır, yeni atlarla tramvay seferine devam edilir ve bu döngü sürekli bu şekilde devam edermiş.

Atların bekletildiği ahır ise Dingo adındaki bir Rum vatandaş tarafından işletilirmiş. Gün içerisinde tramvayın geliş-gidiş saatleri belli olmadığı için atların giriş çıkış yoğunluğu da belli olmuyormuş. Kayıtları düzenli tutulmayan bu ahıra gün boyu bir sürü atın girip çıkmasından dolayı"Burası Dingo' nun Ahırı mı? Giren çıkan belli değil" deyimi dilimize yerleşmiş.