Toplum24/ALMANYA (YazıYorum: 10 Kasım 2023)
ATATÜRK DEMEK…
Bugün 10 Kasım. Çok özel bir gün.
85 yıllık bir hasret. Yıllanmış bir bağlılık yemini sanki.
Türkiye’de milyonlarca insanın, Ankara’da Anıtkabir’e; İstanbul’da hayata veda saatlerini yaşadığı Dolmabahçe Sarayı’ndaki özel saygı odasına nasıl koştuğunu veya Türkiye’nin dört bir yanında, aynı dakikalarda Atatürk heykellerinin etrafında düzenlenen anma törenlerinde, Önder’ine koşmayı vazife edinmiş, her yaştan insanın yüzlerindeki ifadeyi okumayı denedim biraz.
Karşılıksız bir sevgi-saygı ve Ata’sına bağlılık ifadesi kadar, duygulanıp konuşamayanları, gözyaşını saklamayı bile pek beceremeyenleri gördüm.
Atatürk ile ilgili anlık düşüncesini paylaşan her yaştan insanın gözündeki ışık, bir başka geldi bana.
İnanılmaz ve tanımı zor bir özlem bu. İfadesi güç bir inanç fotoğrafı ve duygunun sele dönüşümü.
Sesi titrerken, konuşamayıp, o an tutulanlar da, en az onlar kadar duygu dolu.
Ekranda ortaya konan o coşkulu, inançlı, kararlı görüşlere ben de katıldım ve o sözler ile onur duydum.
Tutukluk yapan kimi ziyaretçilerle birlikte, benim de duygularım tutuldu o an nedense.
Bambaşka ve tanımın gerçekten zor bir sevgi ve saygı bu. Bir minnetin, manevi bir borç duygusunun ayaklanışı gibi geldi bana.
O’nun kurduğu Cumhuriyet’e emanet ettiği devrimlere bağlılığın açık bir göstergesiydi bu takıldığım görüntüler, bu yüzlerin ifadesi. Başka bir şey değil.
Bu insanlar ki; hiçbir baskı ve zorlama olmaksızın, günün erken saatinde Atası’na sadece bir selam verebilmek, olduğunu düşündüğü mekana bir küçük çiçek bırakabilmek için yollara düşüyor. Bunu bir yurttaş bilinciyle yapıyor ve bu uğurda saatlerce bekliyor.
Yani Atatürk’üne „Ölüm yıldönümünde yanındayım…“ diyebilmek ve izinde olduğunu ifade etmek için koşanlar, asla gösteriş için orada değil. Asla!
Veya bindirilmiş kıta dedikleri gibi, belli odaklarca zorla organize edilip, meydana toplatılmış kuru kalabalıklar hiç değil.
Onlar, Atatürk’ün çocukları.
Onlar Büyük Önder’in eseri.
Onlar Mustafa Kemal’in askerleri…
Nasıl bir duygu diye düşünüp duruyorum, şu satırları kaleme aldığım dakikalara kadar.
Ne demek bu Atatürk sözcüğü.
„…Atatürk demek, „..geldikleri gibi gidecekler…“ diyebilmektir.
Atatürk demek, hürriyet ve adalet uğruna, umudu asla yitirmemek ve hatta yükselen bir inançla, her gün biraz daha, biraz daha, biraz daha bilenerek, eğilip bükülmeden, umutla direnebilmektir.
Atatürk demek, „ben“ değil, „biz“ olabilmektir.
Sonsuzluk demektir.
Atatürk demek, üretilmiş ulusal değerleri hoyratça tüketmek değil, o değerlere sahip çıkarak daha fazla üretmek ve milletine her gün biraz daha çok artı değer verebilmektir.
Atatürk demek, günü yaşamak değil; gelecekte daha güzel ve onurlu, elbette özgür günler yaşayabilmesi için, kendini ulusuna koşulsuz adayabilmektir…“
Ne demişti hani Mustafa Kemal:
„Geldikleri gibi gidecekler…“
Er veya geç. Ama kesin.
Adını böyle koymuş büyük Önder.
Başka söze ne gerek var ki!
Gerisi teferruat bence.
Mehmet CANBOLAT Yorumladı.
Toplum24/ALMANYA (YazıYorum: 10 Kasım 2023)
0 Yorum