Cahit Sıtkı’nın suyun boğduğunu, ateşin yaktığını bilmediği gibi ben de bilmezdim, sen gidersen yüreğimin böylesine yanacağını. Nasıl bilebilirdim ki, ölümü sana nasıl yakıştırırdım ki, daha delikanlılık çağındaydın çünkü Mehmet, delikanlılık çağında.
Varsa bir öteki dünya, mekânın cennet olsun sevgili dostum. Cennete en çok sen yakışırsın çünkü. Cennet olacaksa ne için olur ki, ya senin için ve ya senin gibiler için olmalı. Cahit Sıtkı da “Yaş 35! Yolun yarısı eder” dedi ama, senin gibi o da erken terk etti bu fani dünyayı. Öteki alemde herhalde şu şiiri üzerinde onunla erken yaşta dünyayı terk etmek konusunda konuşuyor ve belki de tartışıyor olmalısınız. Öylesine seviyeli bir tartışmaya karışamam; ben haddimi bilirim. Size iyi tartışmalar.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim:
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.
N'eylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında.”
Kemal ŞENER Yazdı.
Toplum24/ALMANYA (Makale: 25 Şubat 2024)
0 Yorum