SÖZÜN ÖNLENEMEZ GÜCÜ... - Toplum24
KÖŞE YAZILARI

SÖZÜN ÖNLENEMEZ GÜCÜ...

Toplum24/ALMANYA (YazıYorum: 4 Ocak 2024)
 
SÖZÜN GÜCÜ...
Biliyor musunuz; şimdiye kadar birşeylerin üzerine kafa yorageldim nedense.
Sık sık sordum kendi kendime. Hani dedim; ya şu evrende insan olmasaydı, nasıl bir yeryüzü yaşamı olurdu bugün acaba? Nasıl?
 
Tüm canlı varlıkların evrim sürecinde elbette bir gelişme ve evrilme süreci var. Bir zamanlar yaşama o denli etkin ama bugün soyu tükenmiş müzelik canlı varlıkları, tarih yapraklarında okuyoruz artık.
İnsanoğlu ise, dört ayaklılar gibi sürünerek zamanla doğrulmayı becermiş ve her gelişim aşamasında, sadece kendini değiştirmekle kalmamış, etrafını da dönüştürmüştür.
 
 
Ne mutlu ki, tüm canlı varlıklar içinde aklı, zekası ve elbette duygularıyla en yoğun hareket edebilen ve bunun için, insanın vazgeçilmezi olan sözü, konuşmayı, iletişimi de keşfeden, yine bizler olmuşuz.
 
Dikkat ederseniz, özellikle söz ifadesini kullanıyorum çünkü, söz her zaman, hemen her yerde, mutlak hakim bir güce sahiptir.
Yani, söz gücün ta kendisidir bence.
Yani ağızdan çıkan seslerin çok daha ötesinde, çok yönlü etkisi olan bir kuvvettir.
 
Mutlaka bilirsiniz; bir söz bile, kimi zaman tarihin akışını değiştirebiliyor. Sadece insanları değil, toplumları da birbirine yakınlaştırdığı gibi, birbirinden koparabiliyor da. Bir tek söz bile, bir insanı mutlu etmeye veya, kızdırmaya ve hatta çileden çıkarmaya yetebiliyor. Öyle ki, heyecanlandıran da söz olabiliyor bazen, insanın kendi gölgesine sığınmaya mecbur eden de.
 
İki-üç sözden oluşan bir cümle ile, karşınızdaki insanı darmadağın edebileceğiniz gibi, göklere çıkartıp, mutluluğun kollarına savurabilirsiniz de.
Tabancada, yuvasına sürülmüş birer kurşun gibidir söz. Bir kez tetiğe basılmaya, ağızdan çıkmaya görsün, geri dönüşü yoktur asla merminin. Çok sevdiğiniz, asla unutamayacağınız veya sempatinizi hissettiğiniz, değerli bir insandan duyabileceğiniz küçücük bir söz, tüm duvarları üzerininize yıkabiliyor adeta. Ancak yine bir söz, tüm duvarları yıkıp, insanı insana kavuşturabiliyor.
 
Söz, sözdür. Bazen özendirir insanı, bazen yıldırır da. Bir küçük sözle bile katıla katıla, gözlerinden yaşlar gelinceye dek gülmek, o kadar mümkün ki… Kulağınıza çalan bir ses, bir söz bile yüreğinizi yakabilir bir anda. Veya duyduğunuz o söz, o ifadeyle gözleriniz büyür ve yüreğinize sıcak bir su sızar gibi olur sanki.
 
Bir sözle içinden çıkılmaz hale gelen ilişkileri, düzeltecek, rayına oturtacak olan da, yine sözden başkası değildir.
Nasıl ki savaşlar, çoğu kez, bırakın söz düellosunu, bazen bir tek sözcük yüzünden çıkabildiği gibi, barışı sağlayacak olan da, yine bir sözdür.
Barışın kalıcı olmasını tesis edecek olan da, yine sözden başkası değildir. Huzuru sağlacak olan da yine bir söz.
 
Huzurlu bir iç dünyanın keyfini, şu an masum bir "söz yolculuğu"nda hissediyor gibisiniz. Yanılıyor muyum?
 
Demem o ki şimdi;
Kimbilir, içinizde henüz söylenmemiş ne sözler birikmiştir bugüne kadar. Onları düşünün biraz. Bunca gerginliğin hüküm sürdüğü dünyamızın, barış ve huzura ne kadar çok gereksinimi olduğunu hatırlayın. Birine, birilerine içinizde yoğrulan eleştirel sözler şimdilik dursun n'olur, durduğu yerde.
 
Güzellik, sevinç, mutluluk, huzur ve heyecan verecek sözlerinizi çıkarın yüreğinizin ambarından artık. Onları söyleyin karşınızdakine. Esirgemeyin. Onun, sizin için ne kadar önemli ve ne denli değerli olduğunu hatırlatın gözlerine bakarak. Günaydın, diyerek, gözlerinizden 'merhaba' dercesine, karşınızdaki insanın gününü aydınlatın. O'na yalnız olmadığını hissettirin.
 
Bir küçük "merhaba" ile, adeta „yanındayım“ deyin. Seviyorsanız, bir değil, birkaç kere söyleyin nicedir sakladığınız duygunuzu... Beğendiğinizi... Kendisini heyecanla düşündüğünüzü...
Susmayın. Çekinmeyin. İçinizde tutmayın.
 
Öğretmenseniz, öğrencinizi, işveren ise, işgöreninizi ancak ve ancak sözün güzeliyle, özendirebilirsiniz. Onları size ve görevlerine daha sevecen, daha yakın kılabilirsiniz.
Çünkü, insanı insan yapan sözdür. İnsanın erdemidir söz.
 
Ve unutmayınız ki, söz, birlikteliğin, barışın bayrağıdır. Böyle olmalıdır.
Siz de şimdi barışa inanınıyor, barış istiyorsanız, hazırlayın artık unutulmaya yüz tutmuş o güzel ve manalı sözlerinizi.
 
Bugüne dek susmuş olabilirsiniz. Olsun.
Hiç olmazsa, kendinize söyleyin, kendinize hatırlatın artık sözünüzü, söyleyeceğinizi.
 
Hiç olmazsa, bundan böyle söyleyecek sözünüz bol olsun.
Sözün en güzeli sizin için, sizinle, sevdiklerinizle olsun.
 
Mehmet CANBOLAT Yorumladı.
Toplum24/ALMANYA (YazıYorum: 4 Şubat 2024)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.