CASABLANCA - Toplum24
KÖŞE YAZILARI

CASABLANCA

Toplum24 / ALMANYA (Makale: 7 Eylül 2023)

Kemal ŞENER Yazıyor:

CASABLANCA

Ne kadar kaçsam da ceketime asılıp duran, paçamdan yakalayıp bırakmayan siyasete inadım inat girmeyeceğim. İşte çok eski ama beyaz perdenin unutulmaz filmlerinden Casablanca’yı bulup yeniden izledim. Meral Akşener’in bir kez daha bozduğu sinirlerime çok iyi bile geldi. Tek başına seçime gir de al boyunun ölçüsünü diye hatta sevindim.

Casablanca İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’den kaçanların sığındığı rengârenk görünümü olan Fas kentinde yaşanan bir aşk öyküsünü konu edinen sinema tarihinin klasikleşmiş filmlerinden biridir. Kazandığı ödüller arasında Oscar da olan unutulmaz bir aşk klasiğidir.

Başrollerini Humphery Bogart ve Ingrid Bergman’ın paylaştıkları filmin konusuna gelince:

Bogart kentin en popüler barının işletmecisi Rick Blaine rolünü oynamakta. Aynı zamanda Lisa rolündeki Bergman’ın Hitler’e direnişçilerin lideri kocası Victor ile Lizbon üzerinden Amerika’ya kaçmalarını sağlayacak tek kişi durumunda. Ancak Rick’in Victor’un yakalaması için güçlü bir nedeni var; çünkü Lisa onu bir zamanlar terk ettiğine inandığı ve kalbinin derinliklerine gömdüğü eski büyük aşkı.

Casablanca filminin Bogart ve Bergman’ın ayrıca Claude Rains ve Paul Henreid adlı diğer iki sanatkârın oyunculuklarıyla “beyinlere kazındığını” ileri süren uzmanlar konusu aşk ve vatanseverlik arasındaki çekişmeyi vurgulayan bir hikâyeyi anlatan filmi şöyle anlatıyorlar bize:

“Rick, geçmişinden kaçmakta ve komploların olduğu dünyada tarafsız bir şekilde hayatını sürdürmektedir. Bir gün, eski sevgilisi Ilsa ile karşılaşır ve başlarına gelmekte olan tehlikeli olaylar zinciri başlar. Ilsa’nın kocası, Nazilerden kaçmaya çalışan bir direnişçidir ve Rick’in yardımına ihtiyacı vardır. Ne var ki Rick, geçmişin gölgelerinden kurtulmak ve aşkını seçmek arasında bir seçim yapmak zorunda kalır.

Unutulmaz karakterlerin, zengin temaların ve simgesel sahnelerin olduğu Casablanca, romantik filmler tarihinde en büyük başyapıtlardan biri olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda aşkın karmaşıklığını, sadakati, fedakârlığı ve akıl karışıklığını da ele alan filmde her bir karakterin kendine özgü bir hikâyesi var ve bu hikâyeler birbirleriyle örülerek karmaşık bir düğüm oluşturuyor. Casablanca’nın konusu, izleyiciyi duygusal bir yolculuğa çıkarırken, savaş döneminin kaosunu da yansıtıyor

Casablanca, 1942 yılında, yani benim Ankara Ulucanlar’da taş mektep diye ünlü Cumhuriyet ilkokuluna başladığım yıl gösterime giren Amerikan yapımı romantik bir drama filmidir. Film, 2. Dünya Savaşı sırasında, Fransız sömürgesi olan Fas’ın başkenti Casablanca’da geçmektedir. Nazi işgalinden kaçanlar, Casablanca’ya gelerek Amerika’ya gitmek için vize beklerken, beklenmedik olaylar silsilesiyle karşılaşırlar. Rick Blaine (Humphrey Bogart), Casablanca’da bir gece kulübü işletmektedir ve burada eski sevgilisi Ilsa Lund (Ingrid Bergman) ile yeniden karşılaşır. Geçmişte yaşanan bir aşkın ortasında kalan Rick, Ilsa’nın kocası Victor Laszlo (Paul Henreid) ile birlikte Nazi savaş mahkemesinden kaçmak için yollarını kesiştirmek zorunda kalır.

Aşk, sadakat, fedakârlık ve mücadele gibi önemli temaların işlendiği film Rick’in geçmişteki aşkıyla mevcut durum arasında kararsız kalması ve sonuçta doğru olanı seçmesiyle izleyicilerini duygusal bir yolculuğa çıkarır.

Filmdeki ikonik sahneler arasında Rick’in “Here’s looking at you, kid.” repliği, Ilsa’nın piyano eşliğinde “As Time Goes By” şarkısını söylemesi ve Rick’in son sahnede “Louis, I think this is the beginning of a beautiful friendship.” repliği yer almaktadır.

Bu film, sinema tarihindeki en ikonik ve en etkileyici filmlerden biri olarak kabul ediliyor. Casablanca’nın temaları, aşk, sadakat, vatanseverlik ve ikilem gibi konuları oya gibi işleyerek yüreklerde kazınan bir filmdir.

Aşk: Casablanca, aşkın gücünü ve karmaşıklığını ele alan derinlikli bir tema sunar. Filmdeki ana karakterlerden biri olan Rick (Humphrey Bogart), eski aşkı Ilsa (Ingrid Bergman) ile yeniden karşılaşır. Ancak onların aşkları, evli oldukları için yasak bir durumdadır. Aşkın zorlukları, filmdeki birçok sahnede vurgulanır.

Sadakat: Casablanca, sadakat ve dostluğun önemini vurgulayan güçlü bir tema sunar. Rick, arkadaşı ve güvendiği kişi olan Louis Renault (Claude Rains) ile karmaşık bir ilişkiye sahiptir. Film boyunca, sadakatin önemi ve arkadaşlığın ne kadar değerli olduğu anlatılır.

Vatanseverlik: Casablanca, İkinci Dünya Savaşı döneminde geçtiği için vatanseverlik temasını işler. Rick, kendi kişisel çıkarları ile vatanseverlik arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Film, savaş zamanlarında vatanseverliğin nasıl test edildiğini ve seçimlerin ne kadar zor olduğunu anlatır.”

İlk olarak, filmdeki en ikonik –simgesel sahnelerden biri “La Marseillaise” sahnesidir. Bu sahnede, Fransız direnişçileri Alman askerlerini Fransız milli marşını söyleyerek protesto etmektedir. Sahnenin etkileyici atmosferi, seyircinin duygusal bir bağ kurmasını sağlamaktadır.

Bir diğer ikonik sahne ise, Rick’in meşhur “Play it, Sam” repliğinin geçtiği sahnedir. Rick, piyanist Sam’a müzik çalmasını söyleyerek eski bir aşk şarkısına eşlik etmektedir. Bu sahne, filmdeki romantizmin temsilcisi olarak akıllarda kalmıştır.”

Uzmanların bu dediklerine artık benim ekleyeceğim bir şey yok kalmadı Orhan Veli’nin “Gün olur başımı alır giderim” şiirinden başka, “o ada senin bu ada benim”:

“Gün olur, alır başımı giderim,

Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.

Şu ada senin, bu ada benim,

Yelkovan kuşlarının peşi sıra.

 

Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;

Çiçekler gürültüyle açar;

Gürültüyle çıkar duman topraktan.

Hele martılar, hele martılar,

 

Her bir tüylerinde ayrı telaş!...

Gün olur, başıma kadar mavi;

Gün olur başıma kadar güneş;

Gün olur, deli gibi...”

Kemal ŞENER Yazdı.

Toplum24 / ALMANYA (Makale: 7 Eylül 2023)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.