"DÜNYADA BARIŞ VE HUZUR UMUDU, 7 EKİM SABAHI BİR KEZ DAHA ÖLDÜ..."                                                                    (Mehmet Canbolat Yorumluyor) - Toplum24
KÖŞE YAZILARI

"DÜNYADA BARIŞ VE HUZUR UMUDU, 7 EKİM SABAHI BİR KEZ DAHA ÖLDÜ..." (Mehmet Canbolat Yorumluyor)

Toplum24/ALMANYA (YazıYorum: 9 Ekim 2023)

Mehmet CANBOLAT Yorumluyor:

BARIŞ VE HUZUR UMUDU 7 EKİM'DE ÖLDÜ...

7 Ekim 2023 tarihi, öyle inanıyorum ki, artık sıradan bir gün sayılmayacak.

Ortadoğu’da yeni bir acı tohumun ekildiği ve bunun zincirleme sonuçları, bölgeyi yeni ateşlere sürükleyecek.

Hamas’in 7 Ekim sabahı erken saatlerde başlattığı roket saldırısında yüzlerce insanın ölümü, İsrail yönetimi açısından yenilir yutulur cinsten bir saldırı değildi. Ve Başbakan Netanyahu, hiç düşünmeden İsrail halkına seslenerek, „Savaştayız“ dedi ve gerekenin yapılacağını ilan etti.

Sonuçta bölgede ağır bir savaş havası birdenbire yükselirken, İsrail hava kuvvetleri, Gazze bölgesine yönelik karşı ağır bir operasyonu da başlattı. Bilanço çok ağır.

Özetle gerilimin son yarım asırdır zirve yaptığı bu bölge, artık yeni acılara, yeni sancılara, yeni insanlık dramlarına gebedir. Her an herşey olabilir.

Ve bu dram, bence yakın bir gelecekte ,tüm dünyayı da uzun süre meşgul edecek.

Peki bu kavganın sebebi nedir?

Bölgeyi böylesine yaşanmaz kılan etmenler ne olabilir?

Biraz perde arkasına, yani 19. Yüzyıl'a doğru inelim istiyorum öncelikle:

Filistin toprakları başta olmak üzere, bölgede yaşayan Yahudiler ile Araplar arasındaki uzlaşmazlık ve kavgaların kökeni, aslında 1900’lü yılların başına dayanıyor. Ama bugüne dek dinmeyen ateşin büyük kıvılcımı, 1948’de kendi gösteriyor. Ortadoğu’daki Filistin topraklarında ABD ve müttefiklerinin desteğiyle, „Bu bölgede Yahudi toplumunun varlığının çok eskilere dayandığı“ savıyla bir İsrail devleti kurulur. Çünkü bu topraklar İsrail açısından, tarihi bir anavatandır. Ancak bu devlet ilanı, pek de öyle kolay kabul görmemiştir. Yörenin tüm Arap devletleri, Arap Ligi altında birleşip, bugünlere uzanan savaşlar dizisini sürdürür. Araplar’a göre, bu topraklar, sadece Filistinli Müslümanlar’ındır.

Almanya, İsraile yönelik 7 Ekim 2023 sabahı Hamas'ın roketli saldırısını protesto etti ve Berlin Duvarı'nın İsrail bayrakları ile donatarak dayanışmasını böyle simgeledi.

Ancak unutmamak gerekir. Bu İsrail ile Araplar arasındaki kanlı çatışmaların temelinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun çökme süreci de önemli rol oynamıştır. Yani Osmanlı’nın son hastalıklı döneminden başlamak üzere, sınırlarla ilgili uzlaşmazlıklar kendini göstermiş ve bu o bölgede yerleşik toplumların liderlerinin egoları da, çatışkıları körüklemiştir.

Ancak ne ilginçtir ki, İsrail 1948'te Araplar’a karşı giriştiği her savaşta, gücünü artırmış olsa da, bölgede kendine yönelik düşmanlık potansiyelinin büyümesini de bir o kadar yaratmıştır.

İsrail’in bu gerilimli dönemde elbette kazanımları olmuştur. Bunları ise şöyle özetlemek mümkün:

Örneğin 1967’da Mısır'a bağlı Gazze'yi ve Sina Yarımadası’nı işgal etmiş, ancak 1979 yılında yapılan İsrail-Mısır Barış Antlaşması ile Sina Yarımadası’nı Mısır’ın egemenliğine teslim etmek zorunda kalmıştır.

1967 yılında Ürdün'e bağlı Batı Şeria'yı işgal ve Doğu Kudüs'ü tek taraflı ilhak etmiştir.

1967 yılında Suriye'ye bağlı Golan Tepeleri’ni işgal etmiştir. 1981 yılında da bu tepeleri tek taraflı olarak ilhak kararı almış ve bunun gereğini yerine getirmiştir.

Neredeyse 80 yıldır süregelen uzlaşmazlık ve giderek yükselen gerilim silahlı çatışmalar ve kanlı savaşların zirvesi ve dönemeci ise, 1948 yılında İsrail Devleti'nin kurulmasıyla olmuştur.

Ve o yıldan itibaren, yani 1948’den bu yana Arap İsrail sorununun çözülmesi için, devletler ve devletler üstü örgütler, büyük çaba göstermişlerse de, hedeflenen barış niyeti, barış ve huzurlu birlikte yaşam planı, ne yazık ki yolda kalmıştır.

Son olarak bundan 17 yıl önce, yani 2006 yılında Suriye ile İsrail arasında kapsamlı bir ateşkes imzalanmıştı. Hatta bu ateşkes sayesinde İsrail'in Mısır ve Ürdün ile ateşkes ve barış anlaşması gerçekleştirilmişti.

Bütün bu çabalara rağmen, İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki anlaşmazlık, giderek körüklenen nefretler dizisi, günübirlik silahlı çatışmalar ve kanlı operasyonları bir türlü engelleyememişti.

Bana öyle geliyor ki, 19. Yüzyıl’dan beri süregelen, çoğu kez anlamakta zorlandığımız bu uzun karmaşık tarihsel kanlı akış, bugün gelinen son güncel savaş ilanıyla, dünya dengelerinde yeni bir perde açılmasına sebep olacaktır.

Çünkü 7 Ekim 2023 sabahı İsrail’e yönelik Hamas’ın roketli saldırısı, hem o bölgede, hem dünyada kısa, orta ve uzun vadeli yeni bir değişim ve dönüşüme yol açacaktır.

Bölgede köklü bir gerilim ve nefret, bölgeyi yeni acı ve gözyaşına sürükleyecektir.

Yani, İsrail toprakları ve Gazze bölgesindeki kanlı saldırılar sadece orada kalmayabilir ve bölgenin farklı bölgelerine de sıçrayabilir.

Bu bir korku senaryosu değildir. Günümüzün bölgesel yüzyıllık bir gerçeğidir ve dünyanın dört bir köşesinde birebir yaşayıp gözlediğimiz kabuk kırılmasının yeni bir boyutudur.

Ama bu iş, orada, yani Ortadoğu'da kalmaz gibi düşünüyorum istemesem bile.

Dünyaya huzur ve rahatlık, artık yine bir hayal gibi geliyor bana.

Çünkü televizyonlarda, gazetelerde yer almasa bile, sosyal medya kanallarında yer alan görüntüler, içimde derin bir hüzün ve korku yarattı. Masum insanlara yönelik, Hamas'ın silahlı militanlarınca yapılan muamele, insan olan insanın yüreğinin kaldıracağı türden şeyler değil.

Ayrıntıları örneklemek bile istemiyorum.

Çünkü gördüklerim, hiç de, savaş ortamı bile olsa, insanlığa yaraşır şeyler değil.

Korkum büyüyor.

Demokrasi kültürü, insan hakları ve dünyada barış inancı, yolda kalacak sanki.

Yakından izleyelim.

Mehmet CANBOLAT Yorumladı.

Toplum24/ALMANYA (YazıYorum: 9 Ekim 2023)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.