Toplum24 / ALMANYA (Makale: 2 Aralık 2023)
Kemal ŞENER Yazıyor:
"EYLÜLDE GEL"
Eylülde gel (Come September) gençlik yıllarımda ardı ardına birkaç izlediğim, seyrine doyamadığım bir Amerikan İtalyan ortak yapımı Gina Lollobrigida ve Rock Hudson filmi. Konusunu şöyle özetlemek mümkün:
“New York’da yaşayan başarılı işadamı Robert Talbot (Rock Hudson), her Eylül ayını İtalya’nın Rriviera bölgesindeki muhteşem manzaralı malikânesinde geçirmektedir. Ancak bu sene değişiklik yapıp tatilini Temmuz ayında geçirmeyi planlamaktadır. Robert, İtalya’ya vardığında birkaç sürpriz ile karşılaşır. Çünkü İtalyan sevgilisi Lisa Helena Fellini (Gina Lollobrigida), başka bir adam ile evlenmek üzeredir. Daha da önemlisi, senenin 11 ayı boş olan malikânesi, uşağı Maurice (Walter Slezak) tarafından kendisinden habersiz otel olarak kullanılmaktadır. Tüm bu sürprizlerle karşılaşan işadamını, komik ve maceralarla dolu bir tatil beklemektedir.”
Devam edelim: “Rock Hudson ve Gina Lollobrigida ikilisi inanılmaz komik, romantik ve sempatik; filme eşlik eden İtalya manzaraları dikkat çekici ve çok güzel. Filmin jeneriğinde çalan ve film boyunca devam eden Bobby Darin imzalı unutulmaz Come September melodisi bir başka güzellik. Filmin müziklerini yapan Bobby Darin aynı zaman filmde de rol almış.
Unutmadan haber vereyim: Filmin Türkçe dublajlı versiyonu da var. Bizleri çocukluğumuza götürüyor.
Beyaz perde uzmanları Rock Hudson ve Gina Lollobrigida ikilisinin bu filmde de harika olduklarından hemfikirler. Amerikalı bir iş adamı rolünde Rock Hudson’un eylül aylarında yılda sadece bir kez gittiği İtalya da aklından çıkmayan bir sevgilisi var: Gina Lollobrigida. Ama bu sefer eylülü bekleyemez, daha erken bir tarihte İtalya’ya gelir, geldiğinde de biricik sevgilisi Gina’yı başka biri ile evlenmek üzere bulur. Villası da kahyası tarafından bir otele çevrilmiştir, Bunlarla uğraşmak zorunda kalan ve sevgilisini ikna edip villasına çağıran Rock Hudson bir türlü aradığı huzuru ne bulamayacak, ne de sevdiği kadınla baş başa kalacaktır.”
Filmin unutulmaz şarkısının Türkçe çevirisi şöyle:
“Kemikleri ağrıyacak
Ağzı titreyecek
Ve tutku ölürken
Onun sihirli kalbi kırılacak
Fransa'ya uçacak
Çünkü hiç şansı yok
Cinderella için umut yok
Eylül gel
Her şey yanlış
İyi olacağım
Eylül gel
Onun menekşe rengi gökyüzü
Ağlaman gerekecek
Çünkü eğer yağmur yağmazsa “
O zaman her şey ölecek
İyileşmesi gerekiyor
Hissetmesi gerekiyor
Hassasiyetten daha fazlası
Eylül gel
“Her şey yanlış
İyi olacağım
Eylül gel
Yanan ruhlar
Bükülecek ve dönecek
Ve seni karanlıkta bulacağım
Nereye koştuğun önemli değil
Onun damgasını vurdu
Ama kıvılcımını kaybetti
Ve ne için bastırıyor
O hatırlamıyor
Her şey yanlış
İyi olacağım
Eylül gel
Gözleri teslim oluyor, ağlıyor
Ağlayan bir utanç
Geri gelmeyi başarabilecek mi?
Aynısını hisset
O koşacak
Güneşi içecek
Sadece senin için parlıyor
Herkesin yerine Ve böylece gidiyor
Tek başına kalacak Ve hatırlamamaya çalış
Eylül gel
Her şey yanlış
İyi olacağım
Eylül gel
Her şey yanlış
İyi olacağım
Eylül gel
Eylül gel
Eylül”
...
Güzel bir ‘Eylülde gel” şiiri var; şairi Zeki Çelik:
“Her yaprak dökümü korkuyu salar,
Kendimi her şeye hazırlıyorum,
Hasretlik bitmiyor, saçımı yolar,
Eylül da gel seni arzuluyorum.
Yaz sıcağı her an yakıyor beni,
Yalnızlık bunaltır, sıkıyor beni,
Özlem duyguları çekiyor beni,
Eylül da gel seni arzuluyorum.
Baharda rengârenk çiçekler açtı,
Henüz koklamadan hüznünü saçtı,
Yaşanmış anılar aklımdan geçti,
Eylül da gel seni arzuluyorum.
Mideme yarardı ekmeğin aşın,
Benimle oldukça ağrımaz başın,
Gurbette de sona ermeli işin,
Eylül da gel seni arzuluyorum.
Katlanmam zorlaşır zemheri kışa,
Atmışın üstünde baksana yaşa,
Zeki'siz gitme sen bir daha dışa,
Eylül da gel seni arzuluyorum.”
Alpay’ın söylediği güzel bir eylül şarkısı da var:
“Eylülde gel demiştim sana gelmedin
Kaç eylül geçti aradan dönmedin
On sekiz yıldır okul yolu sensiz
Issız sokaklarda ağlarım sessiz
Orada kal, orada kal, artık çok geç sevgilim
Orada kal, orada kal, orada kal sevgilim
On sekiz eylül önce dönmeliydin sen bana, bana sevgilim
On sekiz eylül önce dönmeliydin sen bana, bana, aman
Gelmedin...
Yapraklar solarken adını anarken, gelmedin
Gelmek zamanı çok bekledim, dönmedin
Öksüz kaldı dökülen yapraklar
Yıllardır ağlıyor bomboş sokaklar
Orada kal, orada kal, artık çok geç sevgilim
Orada kal, orada kal, orada kal sevgilim
On sekiz eylül önce dönmeliydin sen bana, bana sevgilim
On sekiz eylül önce dönmeliydin sen bana, bana, aman
Gelmedin...”
Artık kendime zaman zaman soruyorum:
Bir eylül daha görebilecek miyim acaba? Dökülen altın sarısı sonbahar yaprakları arasında Nat King Cole’nin “Sonbahar yaprakları” şarkısını mırıldanarak dolaşabilecek miyim?
“Ben seni en çok bir sonbahar günü sevmiştim.”
Kemal ŞENER Yazdı.
Toplum24 / ALMANYA (Makale: 2 Aralık 2023)
0 Yorum