GÖZLERİ YEŞİL ŞEHİR: ESKİŞEHİR - Toplum24
KÖŞE YAZILARI

GÖZLERİ YEŞİL ŞEHİR: ESKİŞEHİR

Toplum24/ALMANYA (Makale: 25 Ocak 2024)

Prof. Dr. Nedime KÖŞGEROĞLU Yazıyor:

GÖZLERİ YEŞİL ŞEHİR: ESKİŞEHİR

Bir Kadın, Bu Kente Büyükşehir Belediye Başkanı Olacak

Önümüzde sayılı günlerin kaldığı 31 Mart 2024 yerel seçimleriyle ilgili Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak, Avukat Ayşe Ünlüce ismi açıklandığından beri, Yılmaz Hocam ve adayımız Ayşe Ünlüce ile ilgili bir şeyler yazmak ve paylaşmak istedim.

Ama yazma serüvenini deneyimleyenler bilir; tıpkı şairimiz Behçet Necatigil’in: “Açık‘ adlı şiirinde; “...şiirler bekler bazı yaşları...” dediği gibi,  yazılarda bazen, bazı çağrışımları bekliyor sanırım.

İşte bu bekleyiş sırasında çağrışımlar bana, 30 yıldır Almanya’da Türkçe yayınlanan ve bu ülkeyi yurt edinmiş, Türk toplumuna içinde yaşadığı toplumdan haber ve bilgileri  kendi anadilimiz de Türkçe olarak sunan güçlü bir sesten geliyor.  Bu sesin sahibi, Toplum Gazetesi’nin ve bu gazetenin ekran yüzü Toplum24TV* kanalının sahibi ve genel yayın yönetmeni, Gazeteci Mehmet Canbolat.

Yılmaz Büyükerşen Hocam ile, kökeni uzun yıllara dayalı bir dostluk olunca, o da gerçek bir Eskişehir meraklısı olmuş. Mehmet Canbolat’ın, Yılmaz Hocam ile yaptığı söyleşiyi izlerken, aklıma bir sürü çağrışım geldi. Ben de aklıma gelen bu çağrışımları hemen kağıda dökmek istedim. İlk aklıma gelen  çağrışım Tolstoy’dan oldu.

Tolstoy’un ‘İnsan neyle yaşar?” adlı öykü kitabın başlığı. Bugün hala geçerliliği olan bu sorunun yanıtı tam da Yılmaz da  Hocamın kendisi  ve yaptıkları diye düşündüm. Ama siz, Tolstoy’un 1885 yılında kaleme aldığı bu öyküsü ile Yılmaz Hoca arasında bağlantı kuramayabilirsiniz. O zaman size önerim, bir kez daha kitaba göz atın! Çünkü öykünün anafikri; insanın ancak bir başka insanda kendini bulacağı, en önemli değerin pür sevgi olduğu gerçeğidir.

Fakir Simon ve karısının yaşamlarına, ansızın giren Michael ile olan ilişkinin temelinde, işte bu dilin ötesinde eyleme geçmiş, ete kemiğe bürünmüş pür sevgi vardır. Yılmaz Hocam, bu pür sevgiyi üreten bir evde dünyaya gelmiş, bu sevgiyi çoğaltan bir eş ve iki kız çocuğuyla hem kendi yaşamına anlam katmış hem de yaşadığı kente kendini adamıştır.

Kısaca özetlersem, pür sevgi emek ister, emek ise, aktif bir üretim biçimidir ve yaptığınız her işe kendinizi adamanızı gerektirir. Adanmışlık,  risk almayı, özellikle acıya gönüllü olmayı da beraberinde getirir. En önemlisi de size yaşanılan her türlü başarısızlığı, başarıya dönüştürme gücünü  verir. Dolayısıyla Yılmaz Hocam, tıpkı Tolstoy’un öyküsündeki kahramanımız Simon gibi, iyi niyetlidir, yardım severdir, paylaşır ve çok çalışır en önemlisi dokunduğu her şeyi, her insanı çoğaltır.

Öte yandan Yılmaz Hocam, Erich Fromm’un ifadesiyle bir ‚YAŞAMSEVER’dir. Ölümseverlerin kol gezdiği bir dünyada yaşamsever olabilmek, başlı başına bir yetenektir zaten. Hocam gece düşünde bile çalışır. Çoğu insanın henüz gördüğü bir sorun için, hocam çoktan, kollarını sıvamış ve çözüm üretme serüvenini başlatmıştır bile…

Yılmaz Hocam’ın kurduğu her cümle bir devrim niteliğindedir.Siz kendisini dinlerken hiçbir cümlesini kaçırmak istemezsiniz. İşte size bir örnek daha.

Toplum Gazetesi’ne, geleceğe dair açıklamalarda bulunan Büyükerşen, 31 Mart yerel seçimlerinin hemen ertesi günün yapacağının planını şu şekilde açıklıyor ve diyor ki: ”Benim amacım belediye yasaları elverdiği ölçüde -Yeniden Köy Enstitüleri’ni - hayata geçirmektir..”

Köy Enstitülüleri, (1940-1948), Cumhuriyetimiz’in eğitim devrimiydi. Çünkü eğitimli birey, gelişmiş toplum demekti. *Baltalandı. İkinci bir hamle Köy Kent projesiydi. (1978–1979)

Ecevit başkanlığında, başlatılan, ancak 1979'da yapılan ara seçim sonrasında CHP'nin iktidardan ayrılması ile yürütülmemiştir.

Umarım bu projenin üçüncü hamlesini Yılmaz Hocam ve Ayşe Ünlüce ile birlikte yaşama geçirebilirler. Umarım yeniden eğitim ateşi Eskişehir’de yakılır ve tüm Türkiye illerini eğitimin ışığı ile yeniden buluşturur. Tam bu noktada  Güney Afrika’da bir üniversitenin girişinde   yer alan şu yazıyı paylaşırsam çok yerinde olacaktır.” Bir ülkeyi  yıkmak isterseniz atom bombasına ya da uzun menzilli füzelere gerek yok, bunun için eğitim seviyesini düşürmek ve kopya çekilmesine izin vermek yeterlidir. İşte ülkemizin içinde yaşadığı bu gerçeğin karşında hocam, her gün yeni ve aydınlık projelerle küllerinden yeniden yeniden doğuyor.

Eğitimin önemini geçmişte Açık Öğretim Fakültesi (AÖF) ile kanıtlayan hocam, dileğim gelecekte köy enstitüsü ruhunu yeniden yaratırsınız. Köy Enstitüleri’yle ilgili kitap yazan bir kadın olarak, size inanıyorum. Sizin sürekli üretiyor olmanız ve en önemlisi paylaşarak diğer insanları çoğaltığınızı bilmek, insana güven veriyor. İyi ki varsınız Yılmaz Hocam. İyi ki yaşamıma dokundunuz…

2024 yerel seçimlerinde hocam kadınların oranının Cumhuriyet’in 💯 yılında asla olması gerektiği oranda olmayışının acısını yaşıyor ve bunu her fırsatta dile getiriyor. İki kız evladı olan Yılmaz Hocam, işte kendinden sonra çeyrek asırlık yürüttüğü görevini bir kadına bırakıyor.

Ayşe Ünlüce ile şahsi tanışıklığım 2007 yılına denk düşer. Birlikte kadın çalışmalarını yürüttüğümüz bir arkadaşımız. Yaptığı işe ruhuna katan, insanlara karşı net duruşu olan, çok çalışkan bir arkadaşımız Eskişehir’e çok yakışacak. Bir kadın emekçisi olarak Yılmaz Hocamın önünde saygıyla eğiliyorum.

Sevgili Ayşe Ünlüce, Eskişehir’e değer katacağından biz Eskişehirliler’in ve özellikle kadınların hiç şüphesi yok. Siz Eskişehir’e, Eskişehir size çok yakışacak. Yolun açık olsun.

Almanya’da meslek yaşamını sürdüren Gazeteci Mehmet Canbolat ile Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in, sevgili Yılmaz Hocamızın video söyleşisini, YouTube ortamında „toplum24tv“ ortamında veya, gazetenin aşağıdaki linkinden ulaşabilirsiniz:

*http:/www.toplum24.de

https://www.toplum24.de/efsane-baskan-yilmaz-buyukersen-koy-enstitulerini-yeniden-kuracagim-mehmet-canbolat-sordu-yilmaz-buyukersen-yanitladi

Prof. Dr. Nedime KÖŞGEROĞLU Yazdı.

Toplum24/ALMANYA (Makale: 25 Ocak 2024)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.