HOLOKOST İNSANLIK DRAMI 79. YILINDA - Toplum24
KÖŞE YAZILARI

HOLOKOST İNSANLIK DRAMI 79. YILINDA

Toplum24/ALMANYA (YazıYorum: 27 Ocak 2024)

Mehmet CANBOLAT Yorumluyor:

ALMANYA’NIN KARANLIK YAKIN TARİHİNDEN 79 YILLIK BİR ACI GERÇEK: AUSSCHWITZ TOPLAMA KAMPI…

Bugün 27 Ocak 2024. Sıradan bir haftasonu gibi gelebilir belki size.

Ancak bu tarihin sadece Almanya açısından değil, Avrupa ve hatta dünya için yaşamsal bir önemi, bir anlamı vardır.

Çünkü dünyanın önemli bir bölümü, bundan tam 79 yıl önce yaşanan tarihi bir olay ile, bugünkü düzenine gelebilmiştir. Yani dünyada Yahudi katliamı anlamına gelen „Holocoust - Holokos“ barbarlığının son bulduğu bir tarihtir 27 Ocak 1945.

1933 yılında, Almanya’da Avusturya kökenli Adolf Hitler adlı bir siyasetçi, sözde seçimle iktidara gelmiştir. Beklenenin aksine adım adım baskıcı politikalar uygulamış ve toplumun yaşam alanını hızla daraltmıştır. Bu uzun ve yorucu faşizan dönemde, Yahudiler başta olmak üzere, muhaliflere yönelik baskılarını giderek artıran Adolf Hitler’in, faşist rejiminin resmen son bulduğu gündür 27 Ocak 1945 tarihi.

Bir diğer deyişle, 40’lı yıllarda milyonlarca Yahudi’nin, toplama kamplarındaki gaz odalarında, barbarca katledildiği bir dönemin sonudur 27 Ocak tarihi.

Sovyet Kızıl Ordu Birliği, işte tam da o gün, Ausschwitz diye bilinen korkunç büyük toplama kampınının kapısına dayanmıştı. Bu önemli safhayla birlikte, birkaç noktadaki diğer kamplarla birlikte tutsak olan ve öldürülmeyi bekleyen 1 milyonu aşkın Yahudi’nin de hayatı kurtulmuş oldu.

O günleri birebir yaşayan Sovyet Kameraman Alexander Woronzow, (altta solda) şöyle anlatıyordu bu korkunç olayı:

„…Sovyet 6. Kızı Ordu Birliği, Polonya’yı işgal etmiş ve Ukrayna bölgesine ilerleyen Nazi Birliklerini püskürtüp, Ausschwitz’e kadar ulaşmıştı. Kızıl Ordu, büyük bir direniş yaşayabileceğini hesaplamıştı ama ortalıkta Alman yoktu. Geçilen tüm şehirler, elektrik donanımlı tel örgüler, barikatlar ve yakılıp yıkılmış binalar ile dikkati çekiyordu. Ausschwitz Toplama Kampı’nda insanlar öbek öbek birikmiş, Kızıl Ordu Birliği’ne korku içinde bakıyordu. Çünkü kapıya dayanan askerlerin kendilerini kurtarmak için orada olduğundan habersizdi. Hepsi adeta ölümü bekliyordu. Bu tablo, savaş boyunca çektiğim filmler içinde, beni en çok sarsan görüntüler olmuştu, diyebilirim…“

(Savaşın Hitler'in ağır yenilgisiyle sonuçlanması üzerine, toplama kampının 1. ve 2. numaralı ismi yakalanarak, mahkemede yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı)

Resmi verilere göre, Ausschwitz Toplama Kampı’nda o güne kadar en az 1,1 milyon Yahudi hayatını kaybetmiş. Önceden bir askeri kışla olan Ausschwitz Kampı, böylesi ölüm tesislerinden sorumlu Nazi Subay Heinrich Himmlich’in emriyle 27 Nisan 1940’ta kurulmuş. Kampın sorumlusu ise, 39 yaşındaki SS askeri Rudolf Höss.

Bu kamp önceleri Polonya’dan toplanan esir Rus ve Polonyalı askerler için planlanmış, ancak İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle, Yahudiler’i öldürme tesislerine dönüştürülmüş. Bu barbarlık için hatta, başka cezaevlerinden özel seçilen, şiddet makinası, kabadayı, suç dosyası kabarık, belalı mahkumlar seçilmiş ve kampta dayak, işkence işlerinde, bu kişiler görevlendirilmiş.

(Gaz odalarındaki fırınlara cesetlerin sürülmesinde, mahkum Yahudiler'e de görev veriliyor.

Amaç orada kamp düzenini sağlamak imiş. Ausschchitz Toplama Kampı’nda, en seri ve yoğun öldürme olaylarının yaşandığı dönem ise, 1944 yılı oluyor. Bu zaman diliminde, Macaristan’tan getirilen 400 bini aşkın Yahudi için gaz odaları, adeta toplu mezara dönüşmüş.

Bunların içinde Nazi Rejimi’ne muhalif solcular, komünistler, çingeneler, eşcinseller de var. Ancak ezici çoğunluğu Yahudi yurttaşlar.

Yine Sovyet Kameraman Alexander Woronzo’un verdiği bilgiye göre, insanlık dışı yaşam koşullarının uygulandığı, tutukluların ağır işlerde çalıştırılıp, çok az gıda vererek, ölüme terkedildiği bu kampta, ilk zehirli gaz olan Zyklon uygulaması, Eylül 1941 tarihinde verilmiş.

Sadece son gün, ceset deposunda bulunan, açlıktan, kurşunlanmaktan, işkenceden ölmüş 600 civarında ceset tesbit edilmiş.

(Nazi Almanyası'nın savaş suçluları, tek tek yakalanıp, kurulan özel mahkemelerde yargılandılar. Öncü suçlu olduğu bilinenler, idam edilirken, çok sayıda sanık ise, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldılar)

Resmi kayıtlara göre, bu ölüm kampında 1944 yılı Ekim ayında, Nazi askerlerinin silahlarını alan bir grup Yahudi esir, direniş başlatmış ve kendi üretttikleri el bombasına benzer patlayıcılar ile, yakım odalarını tahrip etmeyi denemiş. Ne varki, bu direniş sadece birkaç saat sürmüş ve direnişe katılan 451 Yahudi tutuklu, gaz odasında aynı saatlerde topluca katledilmiş.

Bu korkunç tarihi gerçekten birkaç ay sonra ise, Nazi birliklerinin bölgeden çekilmeye başladığı görülmüş.

(27 Ocak 1944 tarihinde Ausschwitz Toplama Kampı'ndan kurtarılan ve çoğunluğu bir deri bir kemik kalmış Yahudiler, Rus askeri hekimlerce muayene ediliyor. Tedaviye alınan bu insanlardan 278'nin kurtarılamayarak yaşamını yitirdiği biliniyor)

Bu kampta bulunan ve insanı derin düşündüren bulgulardan birkaç örnek ise şöyle: Onbini aşkın ayakkabı, yüzbinlerce elbise, ve yedi tonu aşkın insan saçı. Ölüm makinası olan bu toplama kampında, adeta son nefeslerini vermeye hazır, açlıktan bir deri bir kemik kalmış, boş gözlerle çevreye bakan yüzbinlerce masum insan.

Bunların bir bölümü, yapılan tüm mevcut tıbbi müdahaleye rağmen, bir daha sağlığına kavuşamamış. Kızıl Ordu’nun yaklaştığını haber alan Nazi birlikleri, sayıları 7 bin 500 civarında olan ve sanki herbiri bir iskeleti andıran bu insanları „nasıl olsa yarın birgün ölür bunlar“ diye orada kaderlerine terketmiş. Sağlam olanları ise, kalkan olarak kullanmak üzere, Batı’daki Bergen Belsen bölgesindeki diğer toplama kampına doğru adeta „Ölüm Yürüyüşü“ne götürmüş.

Evet, Alman tarihinin 1933-1945 dönemine özgü, Hitler Nasyonal Sosyalist rejiminin geride bıraktığı korkunç sayfalardan birisidir Ausschwitz Toplama Kampı.

Bugün, orijinal haliyle, müze olarak hizmet veriyor ve her yıl bu tarihi acı yüklü kampı, yüzbinlerce insan ziyaret ediyor. Hatta Almanya’da okullar, bu tesise öğrencileri sınıflar halinde götürerek, Hitler’in yarattığı barbarlığı bizzat görmelerini, tarihi anlamalarını ve bugüne, demokrasiye sahip çıkmalarını hedefliyor. Böyle şeyler bir daha olmaması, bir daha asla yaşanmaması için.

Bence 79 yıl önce kapanan bu kara ve kirli kitap, başta da belirttiğim gibi, dünyanın birçok açıdan denge değişmesine de sebep olan önemli bir dönemdir.

Alman öğrencilere tarihten ders çıkarmaya imkan sunan böylesi bir toplama kampı, bence kitlesel, evrensel örnek oluşturmalıdır. Çünkü dünyamızın herkesin, birlikte barış içinde, özgürce, mutlu yaşamasına imkan sunacak kadar yeterli olduğunun anlaşılması gerektiğine inanıyorum.

(Toplama kampından dikte edilerek gönderilen 30 Nisan 1944 tarihli bir düşündüren mektup: Gaz odasında yakılacağı günü bekleyen ve birazdan gaz odasına gönderileceğinden habersiz bir Yahudi vatandaş, annesine hitaben bir kart yazıp gönderiyor: "...Sevgili Anneciğim, sağlığım yerinde ve kendimi burada rahat hissediyorum...")

Çünkü:

Savaşlar korkunç…

Kavgalar gereksiz…

Egolar anlamsız…

Tek yol, biraz empati kurabilmek, karşındaki insanı anlamaya çalışmak ve birazcık da olsa, insan olabilmek galiba.

Barış ve birlikte yaşam aslında o kadar kolay ki…

Yeter ki istesin insan.

Yeter ki izin vermesin, baskıyla engel olan o suratları asık, aşağılık duyguları haddinden fazla aşırı ve egoları şişkin kimi çirkinlere…

Dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de!

Mehmet CANBOLAT Yorumladı.

Toplum24/ALMANYA (YazıYorum: 27 Ocak 2024)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.