"İHTİYAR OLUNCA" - Toplum24
KÖŞE YAZILARI

"İHTİYAR OLUNCA"

Toplum24/ALMANYA (Makale: 13 Ocak 2024)

Kemal ŞENER Yazıyor:

"İHTİYAR OLUNCA"

Yüreğimiz alevler içinde, Hain PKK örgütü 9 Mehmetçiğimizi daha şehit etti. Nasıl yanmasın,  o örgütü bu millet daha AKP iktidara gelmeden bitirip tüketmişti. Erdoğan huzurlu bir ülke teslim almıştı, başkanı olduğu AKP döneminde ne huzur bıraktı, ne canımızın acılarla kıvranmadığı bir dönem kaldı. Daha iktidar olduğu ilk dakikalardan itibaren terör de geri döndü huzursuzluklar da.

Yaşları 20-25 olanlar, 30 -35 olanlar bile hatırlamazlar, bilmezler –çünkü o zamanlar ya çocuktular ya en çok 15 yaşındaydılar-, o aklı her şeye basan sözde asrın lideri döneminde Ecevit’in bitirip tükettiği terör tekrar canlandı, tekrar başımızın belası haline geldi.

Terör başı nam-ı diğer bebek katili Öcalan hala hapisteyse işte o genç insanların bilmedikleri dönemde Amerika tarafından Kenya’da yakalanıp paketlenerek bize teslim edilmişti. Hala hapisteyse işte o zamandan kalmadır.

Şaşırmayan PKK örgütünün bir numaralı destekleyici olan Amerika tarafından; hani dudak bükerek küçümsediği Ecevit var ya, işte onun zamanında. O Amerika ki PKK örgütünü eliyle kurdurtmuş, beslemiş, büyütmüş; ama Ecevit Amerika’yı Öcalan’ı yakalayıp teslim etmek zorunda bırakmıştı.

Hey gidi günler. Aklıma birden şu şarkı geldi:

Gel ey denizin nazlı kızı nûş-i şarâb et

Çık sahile gel sînede bir âlemi âb et

Mestâne bakışlarla beni mest ü harâb et

Çık sahile gel sînede bir âlemi âb et”

Benim gibi yaşlılar anlasa da gençler için Türkçesi şöyle:

“Ey nazlı denizkızı, şarap iç.

Sahile çık, gel, göğsüme yaslan, eğlen.

Baygın bakışlarınla beni zevkten dermansız bırak.

Sahile çık, gel, göğsüme yaslan, eğlen.”

Gençliğimde satranç oynardım; ara sıra hala oynarım. O yüzden lafı uzatmadan birkaç hamle sonrasının konusuna gelelim: Bay Erdoğan başımızda kalmaya devam ettikçe bu türlü acıları yaşamaya maalesef devam edeceğiz. Çünkü bir türlü ders almıyoruz. Alsaydık bir tabur Mehmetçiğimiz Suriye’de Rusya tarafından şehit edildiğinde Erdoğan’ın Kremlin Sarayı kapısında dakikalarca beklemesinden ders alır, unutmaz; aklının her şeye bastığını sanandan çoktan kurtulmuş olurduk.

Ders almak şöyle dursun çakma milliyetçi Bay Bahçeli’nin de el vermesiyle onu kaderimizin tek söz sahibi haline getirdik.

Menderes sıkça hafıza-i beşer nisyan ile maluldür derdi. Çok doğru, unutkan olmasak bu günleri yaşamak zorunda kalır mıydık?

Ama ben unutmadım. 90 yaşına merdiven dayamama rağmen hala aklımda. Ne Suriye’den tabutlar içinde getirilen bir tabur Mehmetçiğimizi, ne Kremlin kapısında dakikalarca bekletilmemizi, ne Oslo’da PKK terör örgütüyle yaptırdığı pazarlıkları, mahkemelerimizin teröristlerin ayaklarına götürülmesini. Yaşadıkça unutmayacağım da. Bu resim işte o bekleme anından; sayaç ne kadar bekletildiklerini kaydediyor:

Kazım Özgür’ün benim gibi ihtiyarlar için yazdığı şu şiire rağmen;

“İhtiyar olunca, kalmadı derman;

Derdine bir çare bulamıyorsun…

Cürümden kurtulup, alsan da ferman,

Tevhidin aşk ile dolamıyorsun…

...

Geçmişin pürüzlü, önün karanlık;

Yaşantın huzursuz, kafan bulanık.

Bu dünya geçici ölüm bir anlık,

Önceden, helallık alamıyorsun.

...

Nefsin çok pervazsız gücün yetmiyor,

Her şey bozuk düzen doğru gitmiyor.

Her gün yeni sorun; eksik bitmiyor,

Rahat bir ortamda kalamıyorsun.

...

Ne mutlu düşküne yardım edene;

Sıhhat, huzur gelsin bütün bedene,

Dayanmaz yüreğin, ölüp gidene;

Onun acısını silemiyorsun…

...

Karşılıklı sevgi, saygılar vardır;

Haddini aşarsan, ayıptır ardır.

İbadetsiz ömrün ahu zardadır;

İslam’ın şartını bilemiyorsun.

...

Her kalbin atışı Hakkı zikreder;

Mümin olan kişi bunu fark eder.

İmanı bütünler her an şükreder;

Sen ki bu sırlara dalamıyorsun.

...

Uzak dur fitneden şerden, yamandan;

Kor ateş olur mu yanan samandan?

Ayrılma sakın dinden imandan;

Bakay-ı billaha gelemiyorsun

...

Nefsine uyup da yaparsan zülüm;

Yüce Rabbim der ki: “ yapma ey kulum! ”

Ne kadar yaşarsan sonunda ölüm;

Zevki eğlenceyi bölemiyorsun.

...

Boşa geçti ömrün hayat yolunda;

Ledünden örnek al ilim dalında?

Mevla’m aff ederse; ferman kolumda;

Zevki eğlenceyi bölemiyorsun.

...

Hasta kalbin günden güne ezildi;

Bütün dertler sıra sıra dizildi.

Hayreti'nin yürek teli çözüldü;

Sen onun sazını çalmıyorsun.”

Kemal ŞENER Yazdı.

Toplum24 / ALMANYA (Makale: 13 Ocak 2024)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.