KAMELYALI KADIN - Toplum24
KÖŞE YAZILARI

KAMELYALI KADIN

Giuseppe Verdi’nin ünlü La Traviata operası Fransız yazar Alexandre Dumas’ın oğlunun kaleme aldığı hüzün dolu bir aşk romanı olan Kamelyalı Kadın romanından esinlenmişti. Orijinal adı “La Dame aux Camelias” olan roman bir edebiyat klasiği olarak yazıldığı 1848 yılından bu yana hala okunmakta. Lise yıllarımda Ankara Atatürk Lisesinde edebiyat hocamız Fevziye Abdullah Tansel’in önermesiyle Varlık yayınlarının bir liralık kitaplar serisinden okuduğum romanın nihayet filmini de izledim. Kamelyalı Kadın müthiş duygusal bir aşk öyküsü.  Edebiyat dünyasında sadece bir roman olarak değil sanat dünyasının müzik ve beyaz perde dallarında da opera ve film olarak yer edinen bir yapıt.

Kamelya çok güzel bir çiçek olmasına rağmen zambak gibi, gül gibi, lale gibi roman ve özellikle şiirlerde bolca yer bulan bir çiçek değil. Halk arasında çok tanınan bir çiçek de değil. Kamelyalı Kadın romanın kahramanı Marguerite Gautier’in saçlarına taktığı çiçek olarak kendisini bize sevdirmiş bir çiçek. 

Kamelyalı Kadın

Kamelya çiçeği hakkında aslında ben de fazla bir şey bilenlerden değilim. Ancak şimdi bu eser vesilesiyle bazı bilgilere yeni-yeni ulaştım. Mesela kamelya çiçeği saygı, hayranlık ve mükemmellik anlamına geliyormuş; bilmiyordum.  Avrupa’da tanınmaya başlanması da çok yeni; 18.yüzyıldan itibaren tanınıyor. Adını da botanikçi misyoner Kamel’den almış. Dendiğine göre bağlılık ve tutkulu aşkı simgeleyen sevginin çiçeği. Hatta efsaneleri bile olan bir uzak doğu çiçeği.  Japon efsanesine göre Tsubaki adlı güzel kızın aşkına karşılık bulamayınca kamelya ağacına dönüşmesinden oluşan ve o nedenle ulaşılamayan, karşılıksız aşkı sembolize eden bir çiçek. Çin efsanesi de gene aşkla ilgili. Efsaneye göre aile baskısıyla ayrı düşen iki sevgilinin biri beyaz biri kırmızı olmak üzere iki kamelya çiçeğinin yetiştiği aşkı ve özlemi temsil eden iki ağacın oluşmalarını simgeler. 

Kore Efsanesine göre ise kamelya çiçeği cesareti ve dayanıklılığı temsil ediyor. Efsaneye göre, bir asker, âşık olduğu kadından onu bekleyeceğine dair söz aldıktan sonra savaşa gider. Savaşçı dönene kadar kadın her gün kamelya çiçeği toplayıp evinin önüne bırakır. Ancak savaşçı bir daha dönmez ve kadın kamelya çiçeği toplamaya devam eder. Bu nedenle, kamelya çiçeği dayanıklılık, sadakat ve ebedi aşkı temsil eder Korelilere göre.

Romana dönecek olursak: Paris’te üst düzey bir hayat süren ve zengin erkeklerle ilişkileri olan Marguerite Gautier adındaki güzelliği ve cazibesiyle ünlü bir fahişeye Armand Duval adında bir gencin toplumsal normların karşı koyduğu,  aile baskısı ile karşı karşıya kaldığı,  önünde büyük engeller oluşturulan aşkı romanın konusunu oluşturuyor. Roman kahramanı kadının tüberküloza yakalanıp ölmesi de öykünün en acıklı bölümünü teşkil ediyor.

Kamelyalı Kadın

Kamelyalı Kadın romanı hakkında eleştirmenler özetle şunları demekteler:

“Armand ve Marguerite’in tutkulu aşk hikâyesi, toplumsal baskılar ve çelişkilerle doludur. Marguerite’in geçmişi, aşkı için fedakârlıklar yapmaya ve ahlaki değerleri sorgulamaya yol açar. Roman, aşkın ve sadakatin gücüne, toplumun katı normlarına ve bireylerin içsel çatışmalarına odaklanır.

Kamelyalı Kadın,” duygusal yoğunluğu ve sosyal eleştirisiyle ünlüdür. Alexandre Dumas’ın oğlu, bu eserinde duygusal karmaşıklığı ve aşkın insan hayatında oynadığı rolü ustalıkla işleyerek etkileyici bir aşk hikâyesi sunar.”

Romanın operasına gelince: La traviata İtalyanca "yoldan çıkmış" anlamına geliyor, Giuseppe Verdi (müzik) ve Francesco Maria Piave (Libretto) tarafından yazılan ve 1848'de genç Alexandre Dumas'ın Şubat 1852'de sahneye koyduğu romandan uyarlanan üç bölümden oluşan operanın üçüncü ve son bölümü artık ölüme iyice yaklaşan Violetta’nın hasta yatağındaki odasını gösterir.

Kamelyalı Kadın

İki gencin hüzünle biten aşkına başlangıçta müdahale eden ve oğlunu sevgilisinden koparan babası da o sahnede yer alır. İzleyicinin hüznüne o da eşlik eder. 

 Operanın iki kıs arası ile ayrılalım, ne dersiniz?  Onlardan biri Gürgendeki kuşlar aryası:

“Göklerde günün yıldızı,
Aşkın genç kızı için her şey konuşuyor!
Ah! Bu güzel şarkı
Olympia'nın şarkısı! Ah!

Şarkı söyleyen ve yankılanan her şey
Ve sırayla iç çekersin,
Aşkla titreyen yüreğini kıpırdatır!
Ah! Bu sevimli şarkı
Olympia'nın şarkısı! Ah!”

Bana çok dokunan bir diğeri de sevgilinin sesini çiçeklerin açılması ile simgeleyen arya; Delilah:

“Kalbim senin sesine açılıyor
Çiçeklerin açılması gibi
Şafağın öpücüklerine!
Ama ah sevgilim
Gözyaşlarımı daha iyi kurutmak için
Sesiniz yeniden konuşsun!
Bana geri döndüğünü söyle
Sonsuza kadar Delilah'a!
Hassasiyetime kadar tekrarla
Eski zamanların vaatleri,
O sevdiğim sözler!
Ah! Hassasiyetime karşılık ver!
Beni coşkuyla doldur.”

Kamelyalı Kadın

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.