„SEÇME HAKKIMIZI KULLANALIM!“

KÖŞE YAZILARI

„SEÇME HAKKIMIZI KULLANALIM!“

HESSEN’DE TÜRK GÖÇMEN DERNEKLERİNDEN ORTAK ÇAĞRI:

Almanya’nın Hessen eyaletinde yarın (8 Ekim-Pazar) yapılacak eyalet meclisi seçimlerinin öncesinde biraraya gelen dört kurum ortak bir çağırı yaparak, demokrasinin tehlikeyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundular ve “seçme hakkımızı kullanalım!” çağrısı yaptılar.

TG Hessen (Hessen Türk Toplumu) Başkanı Atila Karabörklü, TASV (Türk Alman Sağlık Vakfı) Başkanı Dr. Yaşar Bilgin, ATİYAB (Almanya Ticaret ve Yatırım Birliği – Hessen) Eşbaşkanı Elif Burcu-Karakoç ve KUBI gGmbH (Kültür ve Eğitim Toplumu gGmbH) Genel Müdürü Arif Arslaner tarafından yayınlanan Türkçe ve Almaca ortak bildiride “Seçime katılmanın bir partiye oy vermekten daha öte bir anlamı vardır. Seçme hakkımızla demokrasi, çoğulculuk ve hukuk devletini koruyabiliriz. Bunun yanısıra son zamanlarda büyük bir endişeyle güçlendiklerini gözlediğimiz demokrasi düşmanı güçler de engelenebilir. Bunun için de büyük çoğunluğun harekete geçmesi gerekir” denildi.

Sadece göçmen kökenlilere değil, tüm topluma seslenen ortak açıklama özetle şunları içeriyor:

“Son yıllarda Almanya’da ırkçı ideoloji, yabancı düşmanlığı ve aşırı sağ eğilimler ciddi boyuta toplumsal güç kazanarak, siyaset üzerindeki etkisini olabildiğince artırmıştır. Bu tehlikeli durum buradaki demokratik değerler temelinde ve barış içerisinde sürdürdüğümüz ortak yaşamımızı tehdit eder hale gelmiştir.

Daha önce Almanya’da politik olarak marjinal durumda olan aşırı sağ, bugün toplumsal olarak siyasetin merkezini belirleyen ana akım haline dönüşmüştür. Hepimizin endişeyle takip ettiği gibi Almanya’da yapılan son federal, eyalet ve belediye seçimlerinde, ayrıca güncel kamuoyu yoklamalarında aşırı sağ partierin oy oranlarının yüzde 20’lere dayandığı ve hatta bazı bölgelerde bunun da çok üzerinde bir oy oranına ulaşma olasılığı olduğu belirlenmiştir.

Türk toplumu olarak yarım yüzyılı aşkın barış içerisinde yaşadığımız, iş gücümüzle,

emeğimizle, sanat ve kültür, spor, bilim, sanayi ve ticaret alanlarında yaptığımız büyük katkılarla kader birliği yaptığımız, çocuklarımızın doğduğu, büyüdüğü ve geleceklerinin şekilleneceği Almanya’da, aşırı sağ ve ırkçı siyasal kesimlerin politik olarak güçlenmelerini engelleme görevi, başta ırkçılık ve ayrımcılıktan en fazla etkilenen bizlerin ortak sorumluluğundadır.

Bu bağlamda Hessen eyaletinde yaşayan 400 bini aşkın insanımıza aktif bir şekilde kendi haklarına sahip cıkmalarını, bu çerçevede 8 Ekim 2023 tarihindeki mutlaka seçimlere katılarak oylarını demokrasi ve demokratik partiler yönünde kullanmaları için çağrıda bulunuyoruz. Bu çağrıya kulak vererek Hessen eyaletinde yaşayan her insanımıza ulaşmak, onları seçimlere katılım konusunda motive etmek, başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere tüm spor ve kültür kulüplerimizin, camii derneklerimizin, cemevlerimizin ve burada yaşayan her bireyin ortak sorumluluğunda olduğunu tekar vurgulamak isteriz.

Bu bağlamda Hessen eyaletinde yapılacak seçimlerde demokrasimizin güçlenmesi, toplumumuzun ortak çıkarları, Almanya’daki barış ve huzur içindeki geleceğimizin temin edilmesi doğrultusunda seçme hakkı olan tüm vatandaşlarımızın seçimlere katılarak oylarını mutlaka demokratik partilerden yana kullanmalarını birkez daha önemle rica ediyoruz.“

Buna ek olarak dört başkanın Almanca çağrısında da şöyle deniliyor:

“Bu acil çağrımızla hiç bir partinin programını tam olarak kabul etmeseniz de hereken sandık başına gidip, oyunu kullanmasını rica ediyoruz. Bu seçim çok önemli. Sadece ve sadece, mevcut demokratik partilerden birine oy vererek demokrasi ve anayasa düşmanı güçlerin daha da etkili hale gelmesine aktif olarak engel olunabilir. Demokrasi kendiliğinden ortaya çıkan ve yaşayan bir sistem değildir. Demokratik sistemlerde tabii ki çoğunluğun dediği olur. Ancak maalesef seçimlere katılım oranı çok düşük. Daha barışçı, daha çoğulcu ve dayanışmacı bir toplumu ancak güçlü bir demokrasiyle gerçekleştirebiliriz. Hessen’de refah ve istikrarlı büyümenin temeli de budur. Ve ancak bu yolla eyaletimiz çekici ve uluslararası işbirliğine açık bir ekonomik konumda kalabilir. Göçmen kökenli insanlar Almanya toplumunun sağlam bir parçasıdır. Kim şimdi demokratik bir seçim yaparsa, demokrasi düşmanı bir azınlığın göçmenleri karalamasına engel olabilir.”