ŞUBAT, KESTANE VE... - Toplum24
KÖŞE YAZILARI

ŞUBAT, KESTANE VE...

Toplum24 / ALMANYA (Makale: 22 Aralık 2023)

Kemal ŞENER Yazıyor:

KIŞ UYKUSU

Kış Uykusu, 2014 yılında Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülü kazanan, aynı festivalde Fıprescı Ödülü'ne de layık görülen bu filmin bazı bölümleri, Anton Çehov'un Karım ve İyi İnsanlar adlı öykülerine dayanmaktadır. Nuri Bilge Ceylan tarafından yönetilmiş, başrollerinde Haluk Bilginer, Demet Akbağ, Melisa Sözen, Ayberk Pekcan, Nejat İşler ve Serhat Kılıç’ın usta oyunculuklarını da unutmamak gerekir. Bu Türk filmi, 2014 yapımı olup, 2014 yılında Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülünü de  kazanmış, Yılmaz Güney'in 1981 yapımı Yol filminin ardından, aynı ödüle layık görülen ikinci Türk filmi oluyor.

Filmin konusunu, sinema eleştirmenleri şöyle özetliyor:

“…Aydın (Bilginer) emekli bir oyuncudur. Aktörlüğü bıraktıktan sonra Orta Anadolu'da kendi halinde küçük bir otelde çalışarak günlerini geçirir. Hayatında ise iki kadın vardır: Kendisine her anlamda uzak ve soğuk olan genç karısı Nihal (Sözen) ve boşanmış olan kız kardeşi Necla (Akbağ). Aydın tiyatroculuktan emekli olduktan sonra, babasından kalan mülkü idare etmek üzere, eşi ve ablasıyla birlikte Kapadokya'daki otele yerleşmiştir. Kapadokya'daki otelde Aydın'ın hayatı, etrafında olup bitenlerle ilgili hiçbir sorumluluk taşıma gereği hissetmediği için çok durağandır.

Film bir ölçüde „entelektüellik" üzerine odaklanmış. Hikâyedeki diğer karakterler "entelektüel"in durumunu netleştirme işlevini üstlenmiştir. Filmde "entelektüel"in temsilcisi olarak yer alan Aydın'ın en büyük sorunu, "tembellik" olarak görünmektedir. Ablası Necla ile diyaloglarında Necla'nın acımasızca belirttiği gibi Aydın sorumluluk almaktan, kendisiyle gerçek anlamda yüzleşmekten korkan bir kişidir. Bu eleştirileri yapan Necla da Aydın'ın sert eleştirilerine maruz kalır. Tek yaptığı küsmek, şikâyet etmek ve küçümsemektir. Bu iki tip, başkalarının çelişkilerini görmekte çok başarılı ama kendilerini tanımakta bir o kadar cahildirler. Aydın'ın genç karısı ise, bu döngüyü kırmak için tavır alan tek kişi gibi görünmektedir. Aydın ve Nihal’ın diyaloglarında öne çıkan şey ise Aydın'ın Nihal’ı bilgi, yaş, tecrübe gibi avantajlarını kullanarak sindirme çabası, buna karşılık Nihal’ın Aydın'dan bıkmış olduğudur. Bu üç kişi, yan karakterlerden biri olan Süavi (Levent) ile birlikte "üst sınıf"ın temsilcileridir. Filmde alt sınıfın temsilcileri ise Aydın'ın, oteldeki işlerin ve Kapadokya'daki mülklerin idaresini bıraktığı Hidayet (Pekcan); Aydın'ın kiracısı olan İmam Hamdi (Kılıç) ve ailesidir. Hidayet ve İmam arasındaki ilişki, Aydın'ın sorumluluklarından kaçmasının maliyetini gözler önüne sermektedir…“

Çok farklı bir film kurgusu diyebilirim. İzlediğimden çıkardığım sonuç bu.

Neyse, yıl sonu geldi sayılır. Kış kıyamet, yaşamı kuşatmış vaziyette. Zaman deseniz, su gibi akıp gidiyor. Oysa daha dün gibi, 2023’e sayılı günler kala yaşadığımız ve hissettiğimiz şeyleri de ayrıntısına kadar hatırlıyorum.

Ocak kapıda. Biz daha yeni yıl rehavetini ruhumuzdan atamadan, bir de bakmışsınız ki, Şubat çalmış kapımızı. Ha sahi şubat deyince, hemen aklıma geldi. Çünkü şubat ile kestane arasında bir ilişki vardır.

Benim için aslında kış ayı, kestane demek. Şair de öyle diyor. İnternette rastladım, yazarıysa belli değil: Benim için şubat demek kestane demek. İstanbul’da ne zaman Beyoğlu’na çıksam, bir kese kâğıdı ateşte pişmiş kestane kebap yemeden ayrıldığımı hiç hatırlamıyorum.

Ve bir şiirin satırları arasında yitip gidiyorum yavaş yavaş…


”Ve anneannemim şefkatini yad etmek.

Küçük isli sobamızın başında hiç üşenmeden,

Bir lokma da ben yiyeyim demeden,

Üfleye üfleye bize paylaştırdığın kestaneleri özledim anneannem.

Ellerimize pişmiş kestane koyup ısıtmanı,

Bir yandan çay demlemeni,

Ve dedene de bırakın diyen o merhametli yanını özledim.

Kestane kokulu, pamuk kalpli anneannem.

Şubatlar sensiz, ben sensiz ve kış çok sessiz.“

Kemal ŞENER Yazdı.

Toplum24 / ALMANYA (Makale: 22 Aralık 2023)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.