"ÜÇKAĞITÇI" - Toplum24
KÖŞE YAZILARI

"ÜÇKAĞITÇI"

Toplum24 Gazetesi /ALMANYA (Makale: 15 Temmuz 2023)

Kemal ŞENER Yazıyor:

ÜÇKÂĞITÇI

Yaşamımızın bazı dönemleri vardır ki; zaman geçmiyor gibi gelir bize. Mesela tatile gideceksek izin ayının gelmesini dört gözle bekleriz; ama günler geçmesini bilmez bir türlü. Askersek tezkerenin gelmesini iple çeksek de, öylesine inat eder ki saatler, yerinde sayar durur sanki. Nişanlılar evlenecekleri günün gelmesini nasıl da sabırsızlıkla beklerler, değil günler saatler bile dururmuş gibidir onlar için.

Çabucak olup bitmesini istediğimiz, canımızı çok sıkan dönemler ise bir türlü geçmeyen zaman dönemleridir aksine.

Böyle olsa da aslında zaman farkında olsak da olmasak da, sesten de ışıktan da hızla geçip gidiyor işte. Gençlik yıllarımızda bunun farkında olamıyoruz ne yazık ki; fark ettiğimizde ise yaşımız çok geçmiş oluyor; bize merdivenleri ahlayıp puflayıp çıktıktan sonra, koltuğa kapağı atıp keşkeleri kalıyor sadece.

Amerikan iç savaşını konu edinen filmin adı “Rüzgâr gibi geçti” idi. Bu isim bize maalesef hiçbir şey söylememiş, filmin yakışıklı aktörünün bıyıklarına “Clark bıyık” diye özenmekle yetinmiştik. Bir de başrolünü  Vivien Leigh‘in oynadığı Scarlett O’hara’nın genç kızlık duygularına odaklanmıştık. Aslında o film bize zamanın rüzgârdan da hızla geçip gittiğini anlatıyor, hatırlatıyor; değerini bilmemiz için uyarıyordu.

Bu ay Kemal Sunal’ı 23 ölüm yıldönümünde andık. Gayri ihtiyarı “Vay be” dedim. İnanması zor, daha dün gibi, ama 23 yıl geçmiş işte. Hâlbuki O’nun mesela “hiçbir şeye bir daha maydanoz olmayacağı” kararı vererek sonlandırdığı Meraklı Köfteci filmini sanki dün gibi izlemiştim.

Aklımdan izlediğim filmleri şerit gibi akıp geçti; her biri toplumuzun bir sorununa dokunan filmleri. Sokak süpürgecisi, kapıcılar kralı, mafya lideri olduğu, “Şabanlaştığı” filmler birer-birer aklıma geldiler.  Şu listeye bakar mısınız, 56 yıllık hayatına sığdırdığı filmlerinin sadece bir kısmı bunlar; sadece bir kısmı, hepsini yazmaya kalksam çok uzayacak çünkü:

“Tatlı Dillim, Oh Olsun, Güllü geliyor Güllü, Canım Kardeşim, Hasret, Salak Milyoner, Köyden İndim Şehire, Salako, Mavi Boncuk, Şaşkın Damat, Hanzo, Hababam Sınıfı, Tosun Paşa, Süt Kardeşler, Sahte Kabadayı, Kapıcılar Kralı, Sakar Şakir, Çöpçüler Kralı, İbo ile Güllüşah, Yüz Numaralı Adam,  Köşeyi Dönen Adam, Kibar Feyzo, İyi Aile Çocuğu, İnek Şaban, Avanak Apti,  Umudumuz Şaban, Şark Bülbülü, Korkusuz Korkak, Dokunmayın Şabanıma, Bekçiler Kralı, Zübük, Gol Kralı, Devlet Kuşu, Gerzek Şaban, Kanlı Nigar, Davaro, Yedi Bela Hüsnü, Doktor Civanım, Tokatçı, Kılıbık, En Büyük Şaban, Çarıklı Orta Direk Şaban, Sosyete Şaban, Şendul Şaban, Keriz, Gurbetçi”

Gazetecilik suç değildir deyip, onun tekrar izlediğim “Üçkâğıtçı” filmini kısaca anlatarak bitireceğim.

Kemal Sunal bu filminde ölen babasının malları için Almanya’dan dönen Rıfkı adlı bir gurbetçiyi canlandırır. Ancak babasından kalan mallarına bir hile sonucu akrabası Sabri el koymuştur. Rıfkı, dizlerindeki romatizma rahatsızlığı nedeniyle yağmurun ne zaman yağacağını tahmin eden biridir aynı zamanda. Arif Efendi adında bir yobaz da yağmur duası ile yağmur yağdırma vadiyle halkı soyarken araya Rıfkı girer.

Onun bugün yağmur yağacak dediği günlerde  “yağmayacak”,  yağmayacak dediği günlerde “yağacak” diyerek köylülerle iddiaya girer ve tabii kazanır. Adı böylece birden ermişe çıkar. Rıfkı, artık çok meşhur biridir. Üfürükçülük yapar, evde kalmış yaşlı kadınların kısmetini açar. Kötürümleri üfleyerek ayağa kaldırır. Bu arada bazı çıkarcılar, köyün belediye başkanı seçimlerine Rıfkı'nın girmesini ister. Ancak belediye başkanı olmayı isteyen kasabanın zenginlerinden Satılmış Ağa Rıfkı'ya rüşvet teklif eder. Rıfkı bu parayı alır ve köylülerin tüm borçlarını öder, fakat yarıştan çekilmez ve reis adaylığı devam eder.

Sonunda Rıfkı reisliği kazanır ve kasabanın belediye başkanı olur. Başkan olduktan sonra esnafın yaptığı yanlışları görür ve tüm sorunları düzeltir. Rıfkı'nın her dediği çıktığı için halk onu tamamen ermiş birisi olarak görür. Rıfkı bir gece rüyasında öleceği saati görür ve bunu halka söyler, herkes Rıfkı'nın dediği saatte öleceğini zanneder ve üzülür. Ancak bu sadece bir rüyadır ve Rıfkı'nın dediği çıkmaz. Sonunda halk ona inanmaz ve üçkâğıtçı olduğu ortaya çıkar. Ancak belediye balkınunda halka bir ermiş olmadığını anlatır ve halk onun yaptığı iyilikleri bildiğinden Rıfkı'yı çok sever ve sadece onun belediye başkanı olarak başlarında kalmasını isterler.

Rıfkı, Sabri'den babasının tüm mallarını geri alır, Sabri hileyle aldığı malları kaybeder ve karısı tarafından da terk edilir. Satılmış Ağa da birçok değerli malını ve altınlarını Rıfkı'yla giriştiği reislik yarışında kaybeder. Sonunda Rıfkı kazanır ve halk tarafından sevilen bir başkan olur. Artık üçkâğıtçı olmadığı da halk tarafından anlaşılmıştır.

Ben özellikle iki sanatçımızın çok erken aramızdan ayrılmalarına çok üzülürüm, hala da üzülüyorum. Kemal Sunal ve Levent Kırca. Yaşasalardı ardı ardına sayısız seçim kaybeden, yıllardır başında olduğu partisinin oylarına tek bir oy bile katamamış olan, aksine partinin kuruluş felsefesini eksenini saptıran siyasal liderimizi ne güzel canlandırırlardı.

Üzülmeyi bırakıp dünyanın en güzel sesi Sissel’in “rüzgârın kanatlarına binip şarkıların hürce söylendiği ülkelere uçarken, Yunus Emre’nin “Gel gör beni aşk neyledi” şiiriyle ayrılalım, ne dersiniz?

“Gönlüm düştü bu sevdaya

Gel gör beni aşk neyledi

Başımı verdim kavgaya

Gel gör beni aşk neyledi

 

Ben yürürüm yana yana

Aşk boyadı beni kana

Ne akilim ne divane

Gel gör beni aşk neyledi

 

Mecnun olur ben yürürüm

Dostu düşümde görürüm

Uyanır melul olurum

Gel gör beni aşk neyledi

 

Aşkın beni mest eyledi

Aldı gönküm hasteyledi

Öldürmeğe kast eyledi

Gel gör beni aşk neyledi

 

Gah eserim yeller gibi

Gah tozarım yollar gibi

Gah akarım seller gibi

Gel gör beni aşk neyledi

 

Akan sulayın çağlarım

Dertli yüreğim dağlarım

Yârim için ben ağlarım

Gel gör beni aşk neyledi

 

Benzim sarı, gözlerim yaş

Bağrım pare, ciğerim baş

Halden bilen dertli kardaş

Gel gör beni aşk neyledi

 

Miskin Yunus biçareyim

Baştan ayağa yareyim

Dost elinden avareyim

Gel gör beni aşk neyledi”

Kemal ŞENER Yazdı.

Toplum24 Gazetesi /ALMANYA (Makale: 15 Temmuz 2023)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.