"UMUT FAKİRİN EKMEĞİDİR. ÖYLEYSE, ŞU EVRENDE BİZ NEYİZ?" (Mehmet Canbolat Yorumluyor) - Toplum24
KÖŞE YAZILARI

"UMUT FAKİRİN EKMEĞİDİR. ÖYLEYSE, ŞU EVRENDE BİZ NEYİZ?" (Mehmet Canbolat Yorumluyor)

Toplum24/ALMANYA (YazıYorum: 4 Ocak 2024)

UMUT FAKİRİN EKMEĞİDİR. ÖYLEYSE BİZ NEYİZ?

Olmasaydı, ne olurduk ki bugün?

Veya olmasaydı, olur muyduk acaba?

Varsa, nasıl bir şey bu!

Umuttan söz ediyorum.

Adı konmamış olsa bile, insanlığın varoluşundan bu yana ve sadece bu soya özgü olduğuna inandığım, umut.

Hemen herkesin yaşamında, farkında olalım veya olmayalım, bir yeri olan yaşamın gerçeğidir umut.

Kimi pek üzerinde durmaz, kimi ise farkında olmaz. Ama hep var ve her insanda vardır ve yaşar, yaşatır umut.

Sevgi, hoşgörü, barış, saygı, özveri, dayanışma, üleşme, karşındakini anlama gibi, bir dizi güzel ilkeyle yanyana geldiğinde, tapınası özgün bir din gibi gelir kimine umut. Yaşanası, kendisi gibi güzel bir inanç.

Umutlanırız zaman zaman.

Hastamız için… Sınavımız, işimiz, gelecek bir yanıt için… Sıcaklara umutlanırız. Yağmurla beslenir bazen duygular. Yarınlara dair kurduğumuz, bugün değilse bile, yarınlarda gerçek olacağına yürekten inandığımız güzel bir düştür belki de.

Umut, insanı insan yapan bir gendir.

Umut, bir defterin sayfalarını açık bırakmak ve sonrasına dair beklentinin de bir yansımasıdır bence. Yani herşeyi ve kendini kapatmak değil, herşeye ve elbette kendi kendine „ben hazırım“ ön sesini verebilmektir.

Umut, bir özgüvendir aslında. İz sürmeye hazırım demektir. Yani ipin ucunu, asla, kolayca koyuvermek değil.

Umut, amaca odaklı ve insanın geninde hep uyanık kalmayı sağlayan, bir iksir gibidir.

Bir düzenin en karanlık anında bile, bunun sonrası daha nasıl iyi şekillenebilire, biraz yürek yormaktır umut.

Savaş yerine, barış için daha ne yapılabilirin sorusuna, son anda bile yanıt aramaktır umut.

Bir bebeğin doğumu öncesinde, -kız mı olsun erkek mi?- sorusuna, -sağlıklı olsun, yeter!- diyebilmektir umut.

Umut, bir dilim ekmeği bölüşerek, yarın için yine bir olmanın beklentisinden başka bir şey değildir.

Umut, karşındaki insana zor durumda olsa dahi, iyi ki varolduğunu hissettirebilmektir.

„Korkma… Çekinme…. Yanındayım“ gibi birkaç sözü edebilmek de, bağışlanan bir umuttur benim için.

Bugün karşı karşıya olduğumuz ve çoğu kez -aşılmaz, önlenemez- diye yorumladığımız şeylerin belki de etkin panzehiridir umut.

Bir insanın, insanlığın sırtını sıvazlamaktır, „biraz daha dayan, kazanacaksın; kazanacağız“ demektir. Cesaretlendirmek ve yeniden ayağa kalkabilmek için.

Ama asla bir silah değildir umut.

Birer çiçektirler. Nefesini açar insanın. Gözünü büyütür. Heyecan verir. Yürek çarpıntısıdır umut.

Bir mucize ilaç değildir elbette; ama insana yaşama gücü verir.

Hemen hepimiz, bir gün bir nefesin umuduyla geldik şu evrene.

Gelişimiz bir umut idi.

Öyle kolay teslim olmamamın, tatlı bir ilacı olsun hepinize, yüreğinizde besleyip büyüttüğünüz umudunuz... Umutlarınız…

Kollektif ve etkili bir güçtür.

Yeter ki, birleşsin umutlar.

Yeter ki, tek olabilsin onlar…

Yine sorasım geliverdi işte.

‚Olmasaydı, ne olurduk acaba?‘ diye.

Doğru söylemiş, kim artık söylemişse…

„Umut, fakirin ekmeğidir“ diye.

Ve eklemiş: „Ye babam ye… Ye babam ye…“

Evet! Fakirin ekmeğidir umut. Çünkü birer fakir değil de neyiz biz,

İnsan olarak şu evrende, HEPİMİZ! Neyiz?

Sözün özü:

Bir şiir olur bazen umut, Yürekten dile süzülen…

Bir dilektir, özlemdir, arzudur, varoluştan yokoluşa kadar…

„…kalacaksa eğer günün birinde

şu evrende benden de bir şeyler,

umutlarımdan küçük bir iz kalsın

başka ne isteyebilirim ki; bu yeter…“

Mehmet CANBOLAT Yorumladı.

Toplum24/ALMANYA (YazıYorum: 4 Ocak 2024)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.