YAĞMUR ÇİSELİYOR - Toplum24
KÖŞE YAZILARI

YAĞMUR ÇİSELİYOR

Toplum24 / ALMANYA (Makale: 22 Ekim 2023)
Kemal ŞENER Yazıyor:

YAĞMUR ÇİSELİYOR
Kılıçdaroğlu ana muhalefetin başında kaldıkça Erdoğan kazanmaya devam edecek; şimdiye kadar olduğu gibi. Kıyamete kadar da kazanacak. Bunu Mısır’daki sağır sultan da biliyor. En iyi bilenlerin başında da tabii Erdoğan var. .
İşte aşağıdaki şu 3-5 satır bana ait değil, Gazete Pencere’nin yazarlarından Nuray Babacan’ın:
"İktidar Partisi’nde yerel seçimler dendiğinde laf İstanbul’dan açılıyor. Tüm analizlerde önce İstanbul var. Son hazırlanan raporlar kendileri açısından pek iç açıcı değil. Ekrem İmamoğlu, AKP’nin potansiyel aday adaylarıyla kıyaslandığında önde görünüyor. AKP tabanı, Fahrettin Koca’yı daha tanınır bulmasına karşın, eski Çevre Bakanı Murat Kurum’u aday olarak görmek istiyor. AKP yönetimi, neredeyse umudunu Kemal Kılıçdaroğlu’nun kongreyi kazanmasına bağlamış gibi…
Erdoğan’a giden bu raporlar sanki Kılıçdaroğlu’na da gitmiyor mu? O da görmüyor mu, bilmiyor mu? Görmemesine bilmemesine elbette imkân yok. Ama onun CHP binasının 13. katında odasındaki koltuğu partisinin seçim kazanmasından daha da önemli; varsın bir seçim daha kaybedilsin; yeter ki o koltuk ona kalmaya devam etsin…“

Bu satırları yazdığım için, böyle ağır eleştiriler yapmak zorunda bırakıldım için çok ama çok üzgünüm. Hem 1950’den bu yana olup bitenleri yaşamış yaşlı bir gazeteci olarak, hem Atatürk ve İnönü’nün hedefi olan Batı uygarlığını ulaşıp yakalamak, onlar gibi demokrasiyle yönetilmek sevdasının Bay Kılıçdaroğlu, onun koltuk aşkı yüzünden başka baharlara kalmasından.

Demokrasinin beşiği İngiltere gibi kelimenin tam anlamıyla demokratik seçim yaptığımız 1950’den bu yana ne darbeler, ne seçimler, ne iktidarlar, hatta darbeler gören biri olarak hiçbirinde bugünkü kadar ümitsizliğe kapılmadım.
Kapılmadım çünkü o zamanlar gençlerin yolları, siyaset yapacaklarsa asla kesilmezdi. Bugünse gençlere hiç fırsat vermeyen evinde oturup torunlarını seveceğine gülünç durumlara bile düşerek, Meclis koridorlarında yeniden genel başkanlık için imza toplatan Kılıçdaroğlu’nu gördükçe “Sizde demokrasi falan olmaz” diyen Samuel Huntington’a hak da vererek izliyorum olanları.

Peki ama o büyük adamlar, Atatürk ve İnönü bu kadar yanılabilirler miydi, olmayacak bir şeye âmin diyerek demokrasi hedefini önümüze korlar mıydı? Atatürk Batı dünyasına bile dilini yutturan o büyük reformları yapar mıydı? Kadınları nüfus sayımlarında bile hayvanlar kadar değer verip saydırmayan bir topluma Medeni Kanunu, kadın-erkek eşitliğini hatta İsviçre gibi bazı çok gelişmiş Batı ülkelerinden bile daha önce getirip ete kemiğe büründürürler miydi?

Demem o ki, o büyük adamlar bunları yaptıklarına göre bir bildikleri muhakkak olmalıydı. Sadece bir sevda uğruna yapılacak işler değil çünkü bunlar. Eninde sonunda gerçekleşeceklerine inanılmasa yapılmayacak işler.
İşte şimdi sıra bana geldi; onlar bu yaptıklarının gerçekleşeceğine inandıklarına göre, bana ne oluyor da ümitsizliğe kapılıyorum. Çocukların doğması için 9 ay gerekli, dikilen fidanların büyüyüp meyve vermesi içinse yıllar.

Doğmasını beklediğimiz sadece bir çocuk değil ki, bir ağaç bile değil, koskoca bir orman beklediğimiz. Ormanın büyümesi gelişmesi için sadece yağmur yağmasını beklememeli; fidanları sulamamız da şart.
Ağaçlar büyürse ve içinden bir de ırmak akarsa; ah ne güzel olur; gelin hayal edelim.

Ama ne yazık ki kuraklıklar hiç eksik olmuyor. Bir kuraklık dönemindeyiz gene şu son yirmi yıldan beri. Meteoroloji uzmanlarımız da yakın bir gelecek için bereketli yağmur haberleri veremiyorlar ne yazık ki…
Bizi ümitlendirecek muhalefetin yokluğunda çaresiz yağmuru bekleyeceğiz. Bekleyeceğiz çünkü Menderes, ormanı sulayacağımız suları, toplayacağımız barajı da yıkıp gitti.

Nazım Hikmet’in Şeyh Bedrettin Destanı sanki bugünler için:


“Yağmur çiseliyor,
Korkarak
Yavaş sesle
bir ihanet konuşması gibi.
Yağmur çiseliyor,
Beyaz ve çıplak mürted ayaklarının
Islak ve karanlık toprağın üstünde koşması gibi.
Yağmur çiseliyor,
Serezin esnaf çarşısında,
bir bakırcı dükkânının karşısında
Bedreddinim bir ağaca asılı.
Yağmur çiseliyor.
Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir.
Ve yağmurda ıslanan
Yapraksız bir dalda sallanan şeyhimin
Çırılçıplak etidir.
Yağmur çiseliyor.
Serez çarşısı dilsiz,
Serez çarşısı kör.
Havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü
Ve Serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü.
Yağmur çiseliyor.“

Kemal ŞENER Yazdı.
Toplum24 / ALMANYA (Makale: 21 Ekim 2023)

Paylaş

0 Yorum

Yorum Yaz

Yorum yapmak için giriş yapınız.